Paylaş
Ağrılar dışında bu hastalığa ishal ve yorgunluk gibi çok çeşitli belirti ve bulgular eşlik etmektedir. Hastalığı ilerlemiş veya tedavi alamamış kişilerde göz iltihabı ile göz yapısında bulunan beyaz alanın zamanla kahverengi ve kırmızı alanlara dönüşmesi veya ilerleyen zamanlarda hasta kişide kamburluk meydana gelebilmektedir.
Bu hastalığın genetik olarak aktarıldığı bilinmektedir ancak hastalığın ortaya çıkmasında çevresel etkiler de rol oynamaktadır. Bu hastalarda yapılan çalışmalarda HLA-B27 adındaki genin hastalık üzerinde etkili olduğu öğrenilmiştir. Bu hastalığa genetik yatkınlığı olan kişilerde hayatlarının genellikle erken dönemlerinde omurgalarında bulunan kemikleri birbirini bağlayan dokularda iltihaplanma sonucu sürtünmeye bağlı hareket kaybı sonucu hastalık kendini göstermeye başlar. Aynı zamanda vücudun diğer eklemlerinde de bunun gibi iltihaplanmalar sonucu ağrı ve şişlikler olabileceği bilinmektedir. Örnek verecek olursak diz kapağına bakıldığı zaman bir dizin diğer dize göre belirgin farklılık olacak şekilde büyük ve kırmızı olabileceği gözlemlenebilmektedir. Eğer bahsedilen sürtünmeler sonucu hastalığın ilerleyen evrelerinde de bu durum devam edecek olursa kişide omurga kırılmaları ve bu omurga kırıklarına bağlı sinir sıkışmaları gözlemlenebilir.
Bu hastalar belirli şikayetlerle doktora geldiği zaman doktor tarafından kişiye yapılan muayene sonucu ve kişiye uygulanacak görüntüleme tekniklerinden edinilecek bilgiler eşliğinde kişiye bu hastalığın var olduğu belirlenir. Bu kişilerde görüntüleme tekniklerinden biri olan manyetik rezonanslı görüntüleme tekniği hastalığın belirlenmesinde oldukça faydalı bir yöntemdir.
Bu hastalığın öncelikli tedavisi hastada görülen ağrı ve şişliği gidermek olacaktır. Kişiler yaşamı etkileyen bu derece şiddetli olan ağrılardan kurtulmak isteyecektir. Ancak ne yazık ki bu hastalığın kesin tedavisi olmadığı için günümüzde olabildiğince kişilerin hayat kalitesini arttırmaya yönelik tedaviler verilmesi amaçlanmalıdır. İlaç tedavisi dışında bireylerin hareketlerini geliştirmeye ve olabildiğince esnemeye yönelik egzersizler yapılabilmektedir. Bu hastalıkta herhangi bir cerrahi tedavi yöntemi ise uygulanmamaktadır.
Tedavi süresince hasta kişiye önemli sorumluluklar düşmektedir. Hastalar olabildiğince verilen egzersizleri uygulamalılar ve kişiler uzun süre hareketsiz kalmaktan kaçınmalıdırlar. Kişiler sert eklemlere ve ağrılı alanlara sıcak havlu uygulamaları gibi sıcak baskı uygulayarak bu belirtilerden bir süreliğine uzaklaşabilirler. Ayrıca hastalar sıcak su banyosunun iyi geldiğini belirtmektedirler. Şiş ve iltihaplı bölgelere ise buz torbaları belirli süre uygulanabilir. Ayrıca bu kişiler sigaradan kesinlikle uzak kalmalıdırlar. Bu hastalığa sahip kişiler üzerine sigara etkisi hastalığa sahip olmayan kişilerden daha fazla nefes alış verişini zorlaştırmaktadır.
Paylaş