Paylaş
Bedenimizi inceltirken yüzümüzdeki hacim kaybını ve canlılığın azalışını çoğu zaman gözden kaçırabiliyoruz. Peki, eritmek için onca çaba sarf ettiğimiz yağlarımızın aslında bizim en değerli hazinemiz olduğunu biliyor musunuz?
Güzellik kavramı sağlıklı olmanın sonucunda ortaya çıkar ve bu da vücudumuzdaki bileşenlerin orantılı dağılımı ile olur. İşte tam bu noktada biz plastik cerrahlar olarak devreye giriyor ve bu dağılımı orantılı hale getirebiliyoruz. Kök hücrelerin yağ dokusundaki yoğunluğu keşfedildikten sonra günlük pratiğimizdeki uygulamalar da yeniden şekillendi.
Yağ dokularını sadece yüz değil, vücudun birçok bölgesinde kullanabiliyoruz. Vücuttan aldığımız yağ dokularını özel işlemlerden geçirerek yüz gençleştirme, kırışıklıkların azaltılması, göz altı morluklarının tedavisi, yanaktaki hacim kayıpları, dudak ve çene kontürünün belirginleştirmesi, popo büyütme, çarpık bacak düzeltilmesi, meme asimetrileri ve ellerin gençleştirilmesinde kullanabiliyoruz.
Kök hücre ve yağ enjeksiyonu ile ilgili yapılan bilimsel çalışmaların tümü de estetik cerrahi geleceğinde yağ enjeksiyonu ile yapılan tedavilerin kendine daha geniş bir yer bulacağını destekliyor. Yağ enjeksiyonu ile yapılan işlemlerin en büyük artısı ise sterilizasyon koşullarına ve doğru uygulama tekniklerine sadık kalındığı sürece yan etki ihtimalinin olmaması.
Bir düşünsenize, kurtulmak için uğraştığınız yağ dokuları, size güzellik olarak hem de hiçbir alerjik reaksiyon vs. riski olmadan geri dönüyor.
Sizlere kilolu olmanın doğruluğunu savunmuyorum ancak içinizdeki güzelliğin yağ dokularınızı kullanarak ortaya çıkarılabileceğini anlatmaya çalışıyorum. Her zaman fit olmak, sağlıklı beslenme ve spor alışkanlığına yönelik yaşam tarzı edinmek en önemlisi, ama unutmayın güzellik içinizde; sevgiyle kalın.
Paylaş