Paylaş
Suda doğum denilince iki usul söz konusu olur. Bunlardan ilki; suyun sadece rahatlatıcı etkisinden yararlanıp ancak doğumu suyun dışında yapmaktır. Bu yöntemde anne adayı istediği zaman suya girebilir ve arzu ettiği zaman sudan çıkabilir. Bu seçenek hemen hemen bütün dünyada kabul görüp uygulanmaktadır. İkinci seçenek ise doğumu su içinde gerçekleştirmektir. Bu seçenek de başta ABD olmak üzere pek çok ülkede uygulansa da çeşitli tartışmalara neden olmaktadır. Burada şişirme portatif havuzlar kullanılır. Tek kullanımlık kılıflar her doğumdan sonra değiştirilir ve böylece hijyen koşulları sağlanmış olur. Bu uygulamada doğumun ilk safhası olan açılma dönemi havuz dışında gerçekleştirilir. Doğum yaklaştığında anne havuza girer. Genellikle suya girildiğinde suyun kaldırma kuvveti ve salgılanan endorfin nedeniyle kasılmaların oldukça azaldığı belirtilir. İşin aslında kasılmalar güçlü bir şekilde devam etmektedir, yalnızca kişi kasılmaları daha az hisseder.
Doğum sürecinde anne adayının şüphesiz iyi bir rehberliğe ihtiyacı vardır. Yetkili bir merkezden doğal doğum eğitimi alan çiftler tıpkı kara doğumunda olduğu gibi suda doğumda da nelerle karşılaşacaklarını bilir ve hazırlıklı olurlar. Bu sebeple doğal doğum eğitimi çiftler için önemlidir. Hazırlıklı ve bilgilenmiş çiftler daha kolay sorumluluk alır ve daha rahat bir doğum süreci onları bekliyor olur. Suda doğumda da tüm doğal doğumlarda olduğu gibi mahremiyet, loş ışık, zamana saygı ve kesintisiz fiziksel ve ruhsal destek ihmal edilmemelidir. Suda doğumun olmazsa olmazı ebe desteği, eğer mümkünse 'doula' ve doğum psikoloğunun varlığıdır. Bu destekler anne adayının zihinsel ve fiziksel rahatlamasına ve bu sayede kendini bırakmasına ve gevşemesine yardımcı olur. Suyun sıcaklık derecesi de önemlidir. Su, soğuk olup anne adayını üşütmemeli ya da sıcaklığa bağlı sıvı kaybına neden olmamalıdır.
Suda doğumlarda mümkün olan bir durum da anne adayının karar değişikliğidir. Anne adayı suda doğum planlamış olmasına rağmen süreç içerisinde bundan vazgeçebilir. Her duruma hazırlıklı olunmalıdır. Planlanan doğum farklı olabilir ama durumun değişmesi bir başarısızlık değildir.
Peki suda doğum sonrası nelere dikkat edilmesi gerekir?
Doğumu takiben plasenta ve eklerin ayrılması genellikle havuz dışında gerçekleştirilir ve doğum kanalı kontrolü yapılmalıdır. Bu yapılırken bebek ve anne ten tene temas içinde olmalıdır. Eğer tıbbi bir engel yoksa anne, baba ve bebeğin mümkün olan en fazla sürede bir arada olmalarına imkân tanımak gerekir. Böylece aile doğum mucizesini yoğun hislerle yaşamış ve içlerine sindirmiş olurlar. Bazı tıbbi durumlara karşı da dikkatli olmak elzemdir. Anne adayında gebeliğe bağlı yüksek tansiyon ya da şeker hastalığı varsa; bebek çok iriyse ya da bebekte gelişme geriliği varsa suda doğum iyi bir alternatif olmayabilir. Suda doğumlarda bebek soğuk havaya maruz kalmadığı için doğumu takiben nefes alması gecikebilir. Ancak kordon kesilmediği için bebek ihtiyacı olan oksijeni almaktadır. Bebeğin geç ağlaması durumunda hem aileye hem çocuk doktoruna bilgi verilmelidir.
Elbette ideal bir doğum için olmazsa olmaz olan; doğumun suda ya da karada gerçekleşmesi değildir. Gebenin arzusu ve doğumdan beklentisi önemlidir. Doğumda hedef sağlıklı anne ve sağlıklı bebektir. Unutulmamalı ki doğum anında anne, bebek ve babanın deneyimi bir ömür boyu aileyi derinden etkilemektedir. Suda doğum da güvenli bir doğum olarak tercihler arasında olabilir.
Paylaş