Paylaş
Varoluş yolculuğu başlayan bebeğin yegâne ihtiyacı, anne babası tarafından istenildiğini ve sevildiği hissetmektir.
Anne adaylarının özellikle geçmişte gebelik kayıpları varsa; bebeği kaybetme endişesiyle ya da doğum korkusuyla yüzleşmesi rastlanan bir olgudur. Fakat unutulmamalıdır ki bebeklerin temel manevi ihtiyaçları stresten uzak, sevgi ve huzur dolu bir annedir. Doğum travmalarına yönelik kaygı verici düşünceler temizlenmediğinde hem gebelik hem doğum sürecinde ciddi problemlere neden olabilirler. Bu yüzden gebelikte egzersiz ve beslenme konularında yapılan hazırlıklar kadar önemli bir parametre de zihinsel hazırlıktır.
Peki, zihinsel olarak nasıl hazırlanacağız ve korkularımızdan nasıl kurtulacağız?
Unutulmaması gereken yegâne şey korkunun panzehrinin bilgi olduğudur. Dolayısıyla sorumuzun cevabı “doğum eğitimi”dir. Bu eğitimler hemen hemen her şehirde verilmektedir.
Eğitim ve zihinsel hazırlık yalnızca anne adayları için değildir. Baba adaylarının da bu sürece dahil olması çok önemlidir. Keza erkekler doğum hakkında oldukça sınırlı bilgiye sahip olduklarından ne yapacaklarını çoğu zaman bilememekte ve eşlerine doğru desteği sağlayamayarak daha çok stres yaşanmasına sebep olmaktadırlar. Böyle durumlarda çok heyecanlanan bir baba adayı doğumdan uzak duracak ya da kurtarıcı rolüne bürünecektir. Hâlbuki doğum anı gibi özel ve değerli bir sürecin huzurlu yaşanması çok önemlidir. Böyle bir günde yaşanan travmalar anne baba ve bebeğin ömür boyu bilinç kayıtlarında yer edecektir.
Kadınlar karınlarında bebekleri taşıyarak, 9 ay boyunca hormonal değişimler yaşayarak ve bebeklerin hareketlerini yaşayarak anne olurlar. Fakat babalık öğrenilmesi gereken bir durumdur. Doğum ve gebelik konularında donanmış, eğitimli babalar bu süreçten bir kahraman gibi çıkarlar.
Doğuma ilişkin eğitimlerde ebeveynlere öğretilen temel konu doğumuna “sahip çıkmak”tır. Anne ve baba adaylarının bebekle nasıl bağ kuracağını, hangi egzersizleri yapacağını, ilaç dışı rahatlatıcı (masajlar, efloraj, kokular, tütsü müzik ve su vb.) neler yaparak rahatlayabileceğini öğretmektir.
Eğitimlerde anne ve baba adaylarının geçmişten gelen travmaları varsa mutlaka bir doğum psikoloğuna yönlendirilmeli ve psikolojik anlamda iyi olma hali sağlanmalıdır. Gelgelelim bizim toplumumuzda psikoloğa gitmeye karşı ciddi bir ön yargı ve isteksizlik söz konusudur. Psikolog ve psikiyatristlere başvurmak pek çok insan tarafından akıl sağlığının yerinde olmayışına delalet gibi algılanmaktadır. Oysa bu düşünce yapısı bütünüyle yanlıştır. Psikolojik yardım zihni rahatlatır, vücut ise peşinden gelecektir. Unutulmamalıdır ki doğal doğumun merkezinde anne, baba ve bebeğin sağlığı vardır. Bu süreçte hem fiziksel hem psikolojik anlamda aileye tam destek verilmelidir.
Paylaş