Paylaş
Hamilelik kanamalarını, hamileliğin erken dönemlerinde ve geç dönemlerinde meydana gelmesine göre ikiye ayırabiliriz.
Hamileliğin erken dönemlerinde meydana gelen kanamalar
Erken dönemde meydana gelen gebelikle ilgili kanamalar en sık ilk 12 hafta içinde görülebilmekle beraber 20. haftaya kadar görüle bilinir.
Düşük tehditi ve düşük (abortus imminens): Gebeliğin en sık ilk 12 haftasında görülebilen bir durumdur. Görevi embriyoyu (gelişmekte olan bebeğin 8. haftaya kadar olan ismi) beslemek olan plasenta (bebeği besleyen organ) ve diğer yapılar bir kese şeklinde (gebelik kesesi), annenin rahim duvarına yapışır, bazen bu yapışma alanından sızıntı şeklinde kanamalar olabilir. Bu durumlarda ağrılı ya da ağrısız kanama olabilir ve sızan kan pıhtılaşarak parça şeklinde vajinadan gelebilir. Yapılan muayene ile bebeğin iyilik hali değerlendirilmelidir. Eğer bebek canlı ise düşük tehdidi olarak değerlendirilir. Uygun tedaviye hemen başlanılmalıdır.
Dış gebelik (ektopik gebelik): Gebelik kesesi eğer rahime değil de başta annenin tüpleri olmak üzere farklı yerlere yerleşirse dış gebelik den bahsedilir. İlaçlarla bazen de ameliyatla müdahale edilmesi gereken bir durum arz edebilir. Gebelik kesesinin büyümesi ile yerleştiği bölgeye göre iç kanama ve de vajinal kanama meydan getirir Bilinen bir gebelik de adet gecikmesi ile birlikte şiddetli ağrı, ani gelişen bayılma kansızlık, halsizlik (iç kanama?) gibi şikayetler varsa dış gebelik meydana gelmiş olabilir, acilen hastayı değerlendirmek gerekir.
Mol (üzüm) gebeliği: Çok sık görülmeyen anormal bir gebelik türüdür. Rahim içi üzüm salkımına benzer patolojik yapılarla doludur. Vajinal kanama ile beraber bu şekilde parçalar düşürmek mol gebeliği düşündürür. Muayene bulguları ve de biyopsi alarak teşhis edilen bir hastalıktır.
Rahim ağzı (serviks) hastalıkları: Rahim ağzında iltihap, erozyon(yara) ya da bir takım kanser öncüsü lezyonları atlamak için rahim ağzı da mutlaka jinekolojik muayene ile değerlendirilmelidir.
Hamileliğin geç döneminde meydana gelen kanamalar
Bu kanamalar genellikle hamileliğin 20. haftasından sonra görülür. Hamilelik süresi dolduğunda rahim ağzındaki mukoid bir sıvının kanlı bir lekelenme şeklinde gelmesine halk arasında nişan gelmesi denir ve doğum eyleminin (ki bir süreçtir) artık başlamak da olduğunu gösterir. Yine bu dönem kanamalarında da kanamanın rektal yoldan ya da idrar yollarından gelip gelmediği değerlendirilmeli ve de rahim ağzı rahatsızlıkları da kontrol edilmelidir. Bu dönemde vajinal kanama ile başvuran ve acil olarak değerlendirilmesi gereken , anne ve bebek için hayati risk taşıyan iki rahatsızlığı ayırt etmek gerekir.
Plasenta previa: Bebeği besleyen ve annenin rahim duvarına yapışan plasentanın, rahimin bebeğin çıkış yolu üzerine yapışması durumudur. Böyle bir durum saptanan gebelerin daha sık aralıklarla ve dikkatli izlenmesi gerekir, rahim kasılmalarının ya da aşırı bir vajinal kanamanın olduğu durumlarda bu hastalar acil olarak hekime başvurmalıdır.
Ablatio plasenta (plasentanın erken ayrılması): Bebeği besleyen plasentanın annenin rahim duvarından erken ayrılması durumudur, bebeğe giden kan akımı azalacağından acil müdahale edilmesi gereken bir durumdur. Gebeliğin hangi haftasında meydana gelirse gelsin vajinal kanama mutlaka bir Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanının değerlendirmesi gereken bir durumdur. Kanamanın çok azalması ya da kendiliğinden geçmesi, doktor kontrolünden vazgeçmek için bir neden teşkil etmemelidir.
Paylaş