Paylaş
Bu yazımda aşağıda rahim duvar kalınlaşmasının nasıl gerçekleştiği, kimlerin risk altında olduğu, koruyucu önlemlerin olup olmadığı, tedavisi ve takibinde neler yapmak gerektiği hakkında bilgi vereceğim.
Rahim içi duvar (endometrium) kalınlaşmasının nasıl olduğunu anlamak için, kadınlarda adet döngüsünü ve bu döngüde rahmin iç duvarının (endometrium) işlevini iyi bilmek gerekmektedir. Bu yüzden yazıma kadınların nasıl adet gördüklerini kısaca anlatarak başlamak istiyorum.
Kadınlar nasıl adet görür?
Rahmin iç duvarı (endometrium) hormonlara duyarlı bir dokudur. Bu doku hormonlara yanıt vererek büyüme (kalınlaşma) kapasitesine sahiptir. Bu büyüyen doku gebelik olmadığı zaman, adet kanaması ile beraber her ay kadınlarda vajenden atılır.
Ortalama adet kanaması kadınlarda 3-5 gün sürmektedir. Adet kanaması bittikten sonra da yani bu 3-5 günlük süre sonrasında rahmin iç duvarı (endometrium), salgılanan hormonlara yanıt vererek tekrar büyümeye, kalınlaşmaya başlar. Adet kanaması bittikten yaklaşık 10 gün sonra da en kalın seviyesine ulaşmaktadır. Bu dönem döllenmiş yumurtanın (embriyo) rahim içine yerleşmesi için en uygun dönemdir. Gebeliğin gerçekleşmediği durumlarda, rahmin iç duvarı (endometrium) sonraki 10-14 gün içinde bütünlüğünü kaybetmeye başlar. Bu dönemde de adet kanaması başlar ve tekrar adet kanaması ile beraber rahmin iç duvarı (endometrium) vajenden kanla beraber atılır. Bu döngü kadınlarda ilk adet gördükleri adölesan (genç kızlık) dönemde başlayıp, adetten kesilecekleri menopoz dönemine kadar devam eder.
Rahim içi duvarı kalınlaşması (endometrial hiperplazi) nedir?
Endometrial hiperplazi olarak da bilinen rahim içi duvarı kalınlaşması, rahim duvarının yani endometriumun sahip olduğu bez dokularının ve bunların etrafındaki stroma dediğimiz dokuların anormal olarak büyümesi, yer yer tipik görünümlerinden sapmalar içermeleridir. Kanser öncüsü bir durum olarak değerlendirilen bu durumun rahim kanseri geliştirmesi bakımından farklı risk oranı bulunduran tipleri vardır.
Rahim içi duvarı kalınlaşması (endometrial hiperplazi) risk faktörleri nelerdir?
1. Artmış kadınlık hormonu (östrojen) aktivitesi veya seviyesine sahip olmak.
Bu durum ya dışarıdan alınan ilaçlar ile ya da vücudun kendisinin ürettiği kadınlık hormonu (östrojen) seviyesindeki artmayla gerçekleşir.
a) Dışarıdan alınan kadınlık hormonuna örnek karşılanmamış östrojen tedavisi almaktır. Bu tedavi şekli günümüzde yarattığı riskten dolayı neredeyse tamamen terk edilmiştir.
Dışardan alınan kadınlık hormonuna ikinci örnek de tamoksifen etken maddeli ilaç kullanmaktır. Bu ilaç tedavisi meme kanseri tedavisinde yıllarca başarı ile kullanılmıştır ve halen de kullanılmaktadır. Ancak bu ilaç, rahim duvar kalınlaşmasına neden olabilmekte ve menopoz sonrası dönemde rahim kanseri riskini artırabilmektedir.
b) Vücudun kendisinin karşılanmamış kadınlık hormonu (östrojen) üretmesi de rahim kanseri riskini en çok arttıran durumlardır. Bu durumlar;
- Polikistik over hastalığı
- Menopoz geçiş dönemleri
- Obezite, diyabet mellitus (şeker hastalığı), östrojen üreten tümörler
- Hiç doğum yapmamış olmak, kısırlık, emzirmemek
- Erken yaşta adet görmek, geç yaşta menopoza girmek
- Genetik hastalıklar (Lynch sendromu, BRCA mutasyonuna sahip meme kanserli kadınlar)’dır.
Rahim duvar kalınlaşmasından koruyucu faktörler nelerdir?
Doğum kontrol hapları, doğum yapmış olmak, özellikle geç yaşta doğum yapmış olmak, emzirme, fiziksel aktiviteler, diyet ve uygun kiloda olma rahim duvar kalınlaşmasından koruyucu faktörlerdir.
Rahim duvar kalınlaşması ne gibi şikayetlere yol açar?
Rahim duvar kalınlaşması, yani endometrial hiperplazi kadınlarda en çok vajinal kanama şikayeti yapar. Bu durum aşırı adet kanamaları, adet arası dönemde lekelenme veya menopoz sonrası kanama şeklinde olabilir. Ancak şu husus bilinmelidir ki çoğunlukla herhangi bir şikâyete yol açmaz ve jinekolojik muayene sırasında yapılan ultrasonografi ile tespit edilir. Dolayısıyla kadınlar hiçbir şikayetleri olmasa bile yıllık jinekolojik muayenelerini aksatmamalıdır.
Rahim içi duvarı kalınlaşması tanısı nasıl konur?
Ultrasonografi
Uterus duvar kalınlığı milimetrik olarak ölçülür ve rahim içi duvar kalınlaşması değerlendirilir.
Biyopsi
Rahim içinden biyopsi alınması ve bu alınan hücrelerin patoloji bölümünde değerlendirilmesi ile rahim içi duvar kalınlaşması tanısı konulabilir.
Histeroskopi
Fokal olarak odak düşünülen veya başarısız biyopsiler sonrasında, bir kamera yardımıyla rahmin içinin görüntülenmesini sağlayan bu yöntemle biyopsi alınabilir.
Rahim içi duvarı kalınlaşması (endometrial hiperplazi) tedavisi nasıl yapılır?
Tedavinin ilk basamağı rahim duvar kalınlığı görülen alandan biyopsi alınmasıdır. Biyopsi sonrasında elde edilen patoloji raporuna göre tedavi şekillendirilir. Eğer endometrial hiperplaziye atipili hücreler eşlik ediyorsa ve bu durumdan muzdarip kadın, doğurganlığını tamamladıysa rahim alma ameliyatı, histerektomi uygun yaklaşım olacaktır. Eğer histerektomi ameliyatı yapılacaksa da laparoskopik (kapalı) histerektomi ameliyatı altın standart tedavi şeklidir. Eğer doğurganlığını tamamlamadıysa ve çocuk istemi var ise yüksek doz progesteron tedavisi ile belli aralıklar ile alınan biyopsilerle çok yakın takip etmek gerekir.
Eğer alınan biyopsi sonrasında atipili hücreler olmadan sadece hiperplazi var ise çeşitli progesteron içeren tedavilerle; bunlar rahim içi hormonlu spiral veya ağızdan progesteron tedavileridir, belli dönemlerde tedaviye yanıtın değerlendirildiği biyopsilerle takip tedavi yapılabilir. Biyopsi sonrasında tedaviye yanıt yoksa laparoskopik histerektomi yapılabilir. Tedaviye yanıt var ise arka arkaya birkaç temiz çıkan patoloji sonucundan sonra yıllık takiplere hastalar alınabilir ve rahim alma ameliyatına gerek kalmayabilir.
Paylaş