Paylaş
Horlama, dünyada hem sosyal açıdan hem de sağlık açısından çok önemli sorunlara sebep olan bir gürültülü ve sesli uyuma durumudur. Horlama bir hastalık değildir ama birçok hastalığın belirtisidir. Özellikle horlaması ve apnesi olan hamile kadınların çok dikkatli olması gerekmektedir. Çünkü horlaması ve apnesi olan gebe kadınların bebeklerinin düşük kiloda doğma riski fazladır. Gebe Kadınlar üzerinde yapılan bilimsel çalışmalarda horlaması ve apnesi olan kadınlarının bebeklerinin sezaryen olma ve düşük kilolu bebek dünyaya getirme riskinin daha fazla olduğunu göstermiştir.
ABD'de bilim adamlarının araştırmalarına göre haftada 3 gece ya da daha fazla horlayan hamilelerin sezaryen olma ve düşük kilolu bebek dünyaya getirme riskinin daha fazla olduğu gözlemlenmiştir. Bunun yanında bilim adamları gebelikten önce ve gebelik boyunca horlayan kadınların üçte ikisinin ise düşük kilolu bebek doğurma riski bulunduğu ayrıca bu kadınların sezaryene iki kat fazla ihtiyaç duyduğunu da saptamıştır. Horlama ve uyku apnesi olan kadınlarda uyku sırasında nefesin durması, kalbin yorulması ve beyin oksijenlenmesinin azalması gibi durumlar çok sık görülür. Bunlar kişide tansiyon, unutkanlık, konsantrasyon eksikliği, kilo alma ve ani ölüm gibi kötü sonuçlar doğurabilmektedir.
Hamilelik öncesinde horlaması ve apnesi olan hastalarda hamilelik sırasında ayrıca kilo artışı olmaktadır. Bu kilo artışı ve karın bölgesinin büyümesi, horlama ve uyku apnesi riskini artırmaktadır. Hamilelik sırasında artan horlama ve uyku apne sıklığı, tansiyonun yükselmesine, dolaşımın bozulmasına ve beyin oksijenlenmesinin azalmasına sebep olmaktadır. Hamilelikte hipoksi ve tansiyon yükselmesi, düşüklere, erken doğumlara ,düşük kilolu bebeklere ve sezaryan doğumlara sebep olmaktadır. Hamilelik öncesi horlaması olan kadınların, hamilelik sırasında fazla kilo almaması, sırt üstü yatmaması, düzenli tansiyon kontrollerinin yapılması ve düzenli olarak Kadın Doğum Doktoru kontrollerinin yapılması gerekmektedir.
Paylaş