Paylaş
“Mutluluk seçilir mi? “ diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Hayatta eşimizi, işimizi, kariyerimizi, nerede, nasıl yaşayacağımızı, nasıl yönetileceğimizi biz seçiyorsak eğer, neden mutlu olmayı da biz seçmeyelim ki?
Şöyle bir arkanıza yaslanın ve önce kendinize sonra da en yakınınızdakine sorun; “Mutlu olmak için ne istersin? “ diye. Vereceğiniz veya duyacağınız cevaplar göreceksiniz ki hep yaşam şartlarınızın değişmesi ile ilgili olacak. Bunun için de genelde maddi şeylerle mutlu olacağınızı sanırsınız.
Oysa ki insanlar duygusal ve fizyolojik değişikliklere zamanla adapte olma becerisine sahiptirler. Kaza, ölüm, işten kovulma, boşanma gibi kötü durumlara bir süre sonra adaptasyon sağlayabildikleri gibi yeni bir iş, araba, ev ya da ikramiye almak gibi olumlu durumlara da belli bir süre sonra alışır, sıradanlaştırırlar.
Bu nedenle mutluluğu maddi şeylerle dışarıda değil, içeride aramak lazım, yani sahip olduklarımızda…
İlk yapmamız gereken; sahip olduğumuz şeylere sıkı sıkı sarılmak ve varlıklarına şükretmek. İyi de kötü de bize bir şey anlatmak istiyordur. Neden şimdi buna sahibim ve bundan nasıl bir geri bildirim almalıyım sorusuna yanıt bulmalıyız.
İkincisi; sorumluluğu üzerinize alın, başkalarını suçlamak yerine hatalarınızı kabul edin ve ertelemeden, hemen şimdi düzeltici eyleme geçin, unutmayın hiçbir şey için geç değildir!
Hayatınızı dengeli yaşamalı, İş, Aile, Sosyal Hayat ve Kendiniz için yatırımı dengeli yapmalısınız ki, sağlıklı, başarılı, mutlu ve huzurlu bir yaşamı yaşayabilesiniz.
2019 yılının size ve tüm insanlığa sağlık, barış, mutluluk getirmesini dilerim, sevgilerimle...
Bakın Can Yücel dizelerinde mutlu olmayı ne güzel anlatıyor:
Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin.
Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine
Bak güzelim kahvaltının keyfine..
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile
Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,
Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
Ohhh şöyle bir hafifle
Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de
Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak
Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al...
Sonra, şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı,
Hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?
Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak
Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun.. Yemeğin ne olursa olsun,masanda illaki kumaş örtü olsun..
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden ala misafir mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil,
Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..
Gece evinde, dostların olsun
Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun
Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?
Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!
Paylaş