Vaginusmus kader değildir!

İlk cinsel ilişkide ortaya çıkabileceği gibi uzun yıllar normal bir işlevsellikten sonra da ortaya çıkabilir.

Haberin Devamı

Cinsel işlev bozuklukları hala Türk toplumunun kanayan yarası… Cinsel işlev bozukluklarının başında da "Vaginusmus" dediğimiz cinsel birlikteliği erteleme ve kaçınma hastalığı yer alıyor. %100 tedavisi mümkün olmasına rağmen hala binlerce çiftin yaşadığı bir problem maalesef ki…

Vaginusmus kader değildir

7 YILDIR EVLİYİM VE HALA BAKİREYİM

10 yıl önce bir arkadaş ortamında tanıştık, eşim çok anlayışlı, kibar bir adamdı, bana olan ilgisine kayıtsız kalamadım. Üç yıl çıktık, ailelerimiz arasında bir anlaşmazlık olmadı. Hemen hemen her gün görüşüyorduk, yüzeysel sevişmelerimiz olmuştu, ama tam bir birlikteliği evlendiğimiz gün yaşamak istedik. Yedi yıl önce de evlendik. O gece oteldeydik, ancak içimi korku kapladı, ya çok kanarsa, ya hastanelik olursam…

Bir keresinde küçükken ablamın arkadaşları konuşuyordu, duymuştum, çok acıyor demişlerdi.

Haberin Devamı

O gece bütün o konuşmaları hatırladım. Eşime bir şey belli etmemeye çalıştım. Ama bütün vücudumun kaskatı kesildiğini hissettim, eşimi itmeye ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Eşim ne olduğunu anlayamadı, bana çok anlayışlı davrandı, o gece sarılarak uyuduk. Ertesi gün balayına gittik, balayımız rezil olmasın dedim, orada da birlikte olmayı erteledik. Döndüğümüzde eşim “Ne zaman hazır hissedersen kendini o zaman birlikte oluruz” dedi. Ancak bu ağlamalarım, kasılmalarım, panik halim hiç geçmedi.

2 yıl sonra etraftan çocuk baskıları geldi. Bir kadın doğum uzmanına gittik, muayene etmek istedi ama ben buna izin vermedim. Doktor bana sen “Vaginusmus hastasısın. Anatomik olarak hiçbir sorunun yok ancak bu sorunun temeli psikolojik” dedi. O ana kadar böyle bir terim hiç duymamıştım. Dünya başıma yıkıldı. Görüşmemizin sonunda bana bazı ödevler verdi, parmaklarımla vaginaya masaj yapacaksın dedi. Ama ben bunu hiç yapamadım. Bir daha da gitmedim. 3 yılın sonunda evliliğimizde sorunlar yaşanmaya başladı, sürekli kavga eder olduk. Ben kendimi eksik hissediyordum, o nedenle suçluyum diye daha da agresifleşiyordum. Eşim kendisini sevmediğimi düşünmeye başlayarak, giderek benden uzaklaştı.

Yedi yılımız böyle geçti, şimdi eşim benden boşanmak istiyor “Ya doktora gideriz, ya da boşanırız” dedi. Eşimi seviyorum ve boşanmak istemiyorum, tedavi olmak istiyorum ama bunun tedavisi var mı acaba?

Haberin Devamı

ÇOCUĞUM OLDU AMA HALA BİRLİKTE OLAMIYORUZ

Vaginusmus kader değildir

3 yıllık evliyiz, eşim komşumuzun bir akrabasıydı, bizim mahalleye gelince beni görmüş, beğenmiş, biraz görücü usulü bir evlilikti bizimki. Altı ay nişanlı kaldık, nişan günü dini nikahımız yapılmıştı, ama yine de pek birbirimizle vakit geçiremedik. Düğün gecesi ikimiz de yorgun ve stresliydik. Ben birlikte olmak istemedim. Gece 4 -5 gibi telefon çaldı, kayınvalidem çarşafı sordu, o gece çok ağladım, yapamadım diye, eşim de çok üzüldü, gitti içerden jilet getirdi ve elini kesti çarşafa sürdü. Çok rahatlamıştım, ertesi sabah çarşafı görünce ailesi “Aferin kız çıktın” dediler. Bu sefer içimi çok büyük bir korku kapladı ya bu gece birlikte olduğumuzda kanamazsa, eşim “Sen kız değilmişsin” derse, biz bu çarşafı nasıl açıklarız.

Haberin Devamı

O günden sonra hiç birlikte olamadık, yüzeysel sevişiyorduk. İlk yılımızın sonunda bir gün adetim gecikti, hamile olduğumu öğrendim, ben çok sevindim ama eşim benimle birlikte olmadın nasıl hamile kaldın, bu çocuk kimden diye üzerime yürüdü, beni dövdü. Kadın doğum uzmanına gittik, doktor yüzeysel birliktelik de bile spermlerin vaginal açıklıktan girebileceğini söyledi. Bu korkumun doğum yaptıktan sonra geçeceğini söyledi. Ancak şimdi çocuğum 1 yaşında, hala hiç birlikte olamıyoruz.

Vaginusmus kader değildir

VAJİNUSMUS HAKKINDA BİLİNMEYENLER

  • Vajinusmus’un tedavisi % 100 mümkün olmasına rağmen yıllarca sırf utandıkları ya da çekindikleri için doktora gitmeyen ve boşanma aşamasına gelen veya evliliklerini bu şekilde kabullenip “aseksüel” olarak yaşayan çok sayıda çift var.
  • Vajinusmus bir hastalık değil ailesel yani evli çifte ait bir problemdir. Kadının ve erkeğin ortak bir sorunudur. Bu nedenle cinsel terapide bir tarafın diğerini suçlamaması ve anlayışlı olması gerekir. Terapilerin bazı aşamalarında çift birlikte alınmaktadır.
  • Okumamış, cahil kadınlarda olur inanışı yanlıştır, aksine sosyokültürel ve ekonomik düzeyi yüksek, daha çok okuyan veya üniversite mezunu çitlerde daha sık görülmektedir.
  • Kişinin istediği kişiyle evlenememesi vajinusmusa neden olmaz. “Başkasıyla evlenseydim yine de olur muydu?” sorusu hep akla gelir. Ama bu sorunun eşlerle bir ilgisi yoktur. Hatta evlenmeden önce uzun yıllar flört eden çiftlerde evlenince bu sorunu yaşayabilir.
  • İlk cinsel ilişkide ortaya çıkabileceği gibi uzun yıllar normal bir işlevsellikten sonra da ortaya çıkabilir.
  • Bir partnerle yaşanan sorun başka bir partnerle ortaya çıkmayabilir.
  • Kızlık zarlarının çok kalın olması, bilinenin aksine, vajinusmusa yol açmaz.
  • Vajinismuslu kadınlar genellikle giriş dışındaki cinsel aktivitelerden oldukça zevk alırlar ve ön sevişmeyle orgazm olabilirler. 
  • Vajinismuslu kadınların yüzde 57″si kocalarını bu konuda düşünceli ve kendilerine yardımcı, yüzde 15″i öfkeli ve saldırgan, yüzde 28″i tepkisiz olarak değerlendirmektedir.
  • Vajinismus problemi yaşayan kadınların yüzde 80″i ve eşlerinin yüzde 90″ı evliliklerinden yeterince doyum aldıklarını ifade etmektedirler.
  • Çiftler bu problemin yalnızca kendilerinde var olan garip bir sorun olduğunu düşünüp hekime başvurmazlar. Öncelikle çözümü büyü yapılmasıyla bağlandıklarını düşünerek tıp dışı alanlarda ararlar, sonuç başarısızdır
  • Cinsel terapide başarı şansını arttıran en önemli faktör eşlerin seanslar sırasında kendilerine verilen ev ödevlerini uygun bir şekilde uygulaması ve sonuna kadar tedaviye inançlarını yitirmemeleridir.
  • Alkol alıp sarhoş olup cinsel ilişkiye girmesi, sakinleştirici, kas gevşetici ve antidepresan ilaçlar kullanılması tedavi için bir çözüm değildir. Bazı hekimlerin önerdiği genel anestezi altında ilişkiye girilmesi maalesef problemi daha da çözümsüz hale getirmektedir.
  • Yaklaşık 6 -10 seans süren psikoterapi seanslarında çiftin önce geçmiş aile öyküsü, evlilik öyküleri ve kişilik yapılanmalarının analizi çıkarıldıktan sonra problemin kaynağına yönelik , daha sonra bilişsel davranışçı terapi, çözüm odaklı terapi ve diğer terapi teknikleri ile ev ödevleri verilmektedir.
Yazarın Tüm Yazıları