Paylaş
“On iki yıl önce üniversitede kantinde yemek sırasında tanıştık eşimle. Gülüşü o kadar güzeldi ki çok etkilendim. Belki altı yedi ay koştu peşimden, ikna etmeye çalıştı beni. Sonunda kabul ettim, filmlerdeki gibiydi her şey. Çok iyi anlaşıyorduk, biraz kıskançtı eşim o zamanlar, gittiğim her yerden haberdar olmak istiyordu. Akrabalarımla bile görüşmemi istemiyordu, önceleri bu katlanılabilir bir şeydi, beni çok seviyor, ondan böyle davranıyor diye düşünüyordum. Sonraları bu beni bunaltmaya başladı.
Okullarımız bitti, tayinlerimiz birbirinden kilometrelerce uzağa çıktı. Bu uzaklık iyi geldi bize, hem birbirimizi özledik hem de eşim beni sürekli kontrol etmekten vazgeçti. Nikah yapıp eş durumundan onun yanına atandım. Seneler sonra artık aynı evdeydik ama sanki büyü bozulmuştu. O üzerime titreyen adam gitmiş, yerine sürekli arkadaşlarıyla vakit geçirmeye çalışan adam gelmişti. Annesi ve ablasının evinden çıkmaz oldu, onlar ne isterse yapıyordu. Tüm pazar günlerini onlarla geçirmek istiyordu. Telefonlaştığımızda sevgi kelimeleri söyleyen sanki o değildi. İki ev arkadaşı gibiydik. Bana karşı soğuklaştı. Neredeyse her gün tartışıyorduk. Çocukların ödevleri, kursları hepsi bana kaldı.
Bir doğum günümün ardından, iş yerindeki arkadaşlar bana sürpriz yapmış ve bir yemek düzenlemişlerdi. İş arkadaşımın birisinin bana aldığı hediye o kadar özeldi ki çok etkilendim. Bir gün el yapımı bez bebekleri ne kadar çok sevdiğimden bahsetmiştim, bunu unutmamış ve bana gittiği bir geziden bez bebek almış. Bunca yıllık evliyiz eşimden hiç özel bir hediye almadım, her zaman ya çiçek alır, ya da para verir “Sen istediğini al” der. Kendime aldığım şey nasıl hediye olabilir ki?
O gece bir başkası için kendimi özel hissettim. İlk kez sanki kalbimden başka bir kalbe yıldız kaydı, düşüncelerimi toparlamak artık çok zor geliyor, duygularımı kontrol edemiyorum. Ben bir başkasına aşık oldum galiba. Benimle gerçekten ilgilenen, beni dinleyen, birlikte gülebildiğim, güzel vakit geçirebildiğim biri var artık hayatımda.
Ama bunu eşime söyleyemem, çocuklarım var, bunu onlara da anlatamam. O da evli ve çocukları var, birlikte olmamız imkansız ama birbirimizi görmeden de yapamıyoruz. Sıkıştık kaldık, biz şimdi ne yapacağız? Aşkı mı seçmeliyim, evliliği mi? Hiç bilmiyorum…”
Bu ve benzeri öyküleri ile sık karşılaşıyoruz, evliyken bir başkasına aşık olan ya da aşık olduğunu zanneden danışanların yaşadığı ikilem, suçluluk duygusu ve nasıl hareket edeceklerini bilememeleri gerçekten çok zor. Ancak bu durumun altında yatan nedenlerle yüzleşilmeli ve mutlaka çözüme kavuşturulmalıdır ki her iki tarafın aile bireyleri daha fazla zarar görmesin.
[fotogaleri=2883,3557,2614]
Paylaş