Paylaş
13 yaşında oğlum var, bizleri artık hiç dinlemiyor. Geçen gün çantasında tek sigara gördüm. Çılgına döndüm, saatlerce konuştum ama arkadaşı ne yaparsa onu yapmaya devam ediyor. Geçenlerde sınıfından birkaç veliyle de görüştüm. Öyle şeyler anlatıyorlar ki arkadaşı için… Anne ve babasının cebinden para alan çocuklar, kız arkadaşının saç rengiyle aynı olabilmek için saçını gizlice sarıya boyatan kızlar, dövme modası var deyip okul harçlıklarını biriktirerek aynı dövmeden kollarına yaptıran üç samimi arkadaş. Ne yapacağımızı şaşırdık. Saatlerce ülkeyi kurtaran nutuklar attık birbirimize...
Özelikle ergenlik dönemindeki gençlerin ailelerinden sık sık bu tür serzenişler duymaktayız. Aslında tam da bu dönemin bir özelliği olan gencin arkadaşları tarafından kabul edilme ve onaylanma gereksinimlerinden doğar bu durum. Ancak bazen gençlerin başlarını belaya sokmalarına ve işlerin daha da karışmasına da sebep olur.
Çocuklar okul dönemlerinde aileleriyle geçirdikleri zamanın neredeyse iki katını arkadaşlarıyla geçiriyorlar. Tıpkı biz yetişkinlerin iş arkadaşlarımızla geçirdiğimiz zaman gibi. Bu nedenle anne babalar işler ne zaman istedikleri gibi gitmese hemen çocuklarının kötü davranışlarının sorumlusu olarak arkadaşlarını göstermeleri aslında doğal gibi görünür. Ancak anne ve babaların gözden kaçırdıkları bir şey var ki o da genellikle yanlış davranışlarda bulunan arkadaşları öncelikle kendi çocuklarının arayıp bulduğunu fark etmeyerek yanılgıya düştükleridir.
• Kabul görme ve onaylanma ihtiyacı
• Reddedilme, dışlanma, alay edilme korkusu
• Yakınlık, bir gruba dâhil olabilme gereksinimi
• “Adam yerine konma”, sözünü dinlettirme ihtiyacı
• Özgüven eksikliği
• Sosyalleşme becerilerinde eksiklik
• “Hayır” diyebilme becerisinden yoksunluk
• Çatışma ve çözüm bulma becerilerinde eksiklik
• Aşırı baskıcı ya da aşırı rahat aile tutumları
• Eksik ya da yanlış yetişkin rehberliği
• Ev ortamının tutarsızlığı, dengesizliği
• Sağlıksız rol modelleri
• İlgi ve sevgi eksikliği
1. Yasaklar koymayın: Amacınız çocuklarınızın arkadaşlıklarına engel olmak değil, arkadaşlık ilişkilerinde karşılaşabileceği sorunlarla başa çıkabilmelerine yardımcı olmak olmalıdır.
2. Arkadaşlık kavramını açıklayın: Arkadaşlığın ne olduğu, kime arkadaş dendiği, arkadaş gruplarının gencin hayatındaki yeri, grup içerisinde bireyselliğini, kendi değerlerini ve haklarını nasıl koruyabileceğini konuşun.
3. Çocuğunuzu dinleyin ve sorularına doğru yanıtlar verin: Yapılan araştırmalar gençlerin cinsellik, ilişkiler ve uyuşturucu maddeler hakkında arkadaşlarından veya medyadan yarım yamalak bilgiler edinmek yerine bu konuları anne babalarıyla konuşmak istediklerini gösterir, bu nedenle size soru sormasına müsaade edin. Böylece yaşadığı ikilemleri daha sağlıklı şekilde atlatabilecektir. Kafası karıştığında danışabileceği, onu yargılamadan dinleyecek ve yol gösterecek birisinin olması kendini güvende hissetmesine sebep olacaktır.
4. “Hayır” demesini öğretin: Arkadaş baskısı ile başa çıkmada en önemli yöntemlerden biri gence “hayır” diyebilme becerisini öğretebilmektir. Ergene “hayır demesini bil” demek yeterli olmaz elbette, örnek olaylar verilerek üzerinde çalışılabilir veya bizzat kendiniz örnek olabilirsiniz.
5. Sevginizi gösterin: Öncelikle aile ortamından başlayarak gençlere sevilip sayıldıkları, saygı gördükleri, yargılanmadan dinlenebildikleri, kabul gördükleri, desteklendikleri ortamlar sağlanmalıdır. Bu gibi ihtiyaçları karşılanan ergenler olumsuz arkadaş gruplarından daha kolay kopabilmektedirler.
6. Okul dışı ilgi alanlarını geliştirmesini sağlayın: Çocuğunuzun okul içinde veya dışında sosyal etkinliklere katılımını destekleyin. Bu şekilde hem sorumluluk alarak kendine olan güvenini artıracak hem de değişik arkadaş ve yetişkin gruplarıyla sosyalleşme imkânı bulacaktır.
7. Ufak tefek şeyleri büyütmeyin: Saç kesimi veya her gün siyah giymek gibi küçük değişiklikler gelip geçicidir. Bunları çocuğunuzun büyümesinin bir işareti olarak değerlendirin, aksi halde çok daha büyük bir sorunla karşı karşıya kalabilirsiniz.
8. Gereğinden fazla kaygılanmayın: Pek çok çocuk yanlışı ve doğruyu birbirinden ayırt edebilir ve büyüdüğünde sorumluluk sahibi, düşünceli bir yetişkin olur. Çocuklar ileride anne babalarından öğrendikleri düşünceleri, değerleri ve inançları yeniden benimsemeye meyillidir. Eğer sizinle yeterince açık bir iletişim içinde olursa çocuğunuzun doğru kararlar vereceğine güvenin.
9. Yardım alın: Eğer çocuğunuzun ciddi bir belaya bulaştığını düşünüyorsanız, mutlaka öncelikle okuldaki psikolojik danışmandan daha sonra da bir psikoterapistten yardım alın.
Paylaş