Paylaş
Hafta sonu alışveriş merkezindeydim. 4 yaşlarındaki bir çocuk ağlıyor, annesi onun elinden tutmuş, çekiştiriyordu. Anne: “Bir daha seni getirmeyeceğim, lanet olsun seni doğurduğum güne.” diyerek bağırıyordu. Annesi bağırdıkça çocuk daha da tepinmeye başladı ve sonunda beklenen oldu, anne kocaman bir tokat attı. Ya şimdi sus ya da seni polise vereceğim.” diyerek tehdit etti. Uzaktan onları izlemek gerçekten işkence gibiydi. Annesi çocuğu kucağına aldı, alışveriş sepetine koydu, çocuk sepette tepiniyordu, anne söylenerek alışverişe devam etti…
Bu ve benzeri manzaraları sizler de sıkça yaşıyorsunuzdur. Oysaki çocuklar küçük yaşlarda gerçek duygularını ifade etmekte zorlanabilirler.
“Anne ben çok yoruldum, ilgimi çekmeyen bir sürü kıyafet mağazasında seni beklemekten sıkıldım. Üstelik uykum geldi ya da acıktım.” diyemedikleri için duygularını davranışları ile belli ederler. Çünkü hem duygularını tanımıyorlardır, hem de soyut kavramları henüz gelişmemiştir. Yeterli kelime dağarcıkları olmadığı için düzgün cümlelerle duygularını ifade edemezler.
Örneğin; anne babası arasındaki sürekli yaşanan tartışmalardan etkilenen ya da okulda uyum sorunu yaşayan çocuk, altını ıslatabilir, agresif davranışlarda bulunabilir, içe kapanabilir, uyku, iştah sorunları yaşayabilir. Böylece duygularını davranışları ile anlatmaya çalışır.
Çocuklarınızın çeşitli zorlukları aşabilmeleri, duygularını doğru bir biçimde ifade edebilmeleri, dışarıya yansıyan davranışlarını fark edip düzeltebilmeleri, kendilerine zarar verecek davranışlardan kaçınıp, “Hayır” diyebilen, mutlu bireyler olarak yetişebilmeleri kuşkusuz ki duygusal zeka gelişimleri ile ilgilidir.
Paylaş