Paylaş
Z kuşağının daha çabuk strese giren, çevresi ile ilişkileri sınırlı, tatmin duyguları azalmış, maceracı oldukları yaygın olarak ifade edilmektedir. Hızlı, analitik düşünen, apolitize ve özgür bireyler olmaları öne çıkan özelliklerinden.
Belirttiğimiz gibi ekran çocukları olan bu kuşağın herhalde cep telefonu olmayan bireyi yoktur. Günün hemen yarısını telefon ya da ekran başında geçirirler. Cep telefonu üzerinde duralım. Maalesef bu cihaz, çağımızın hastalığı olup birçok sağlık sorununa neden olmaktadır. Biz öncelikle ağrılar üzerinde duracağız ama telefonların, izole toplumdan uzak bireyler oluşturması, radyasyona maruziyet, belirli pozisyonlarda saatlerce kalarak oluşan fiziki zorlanma ve anatomik değişiklikler ve bunların yaşam kalitemize etkileri ele alınması gereken durumlardır.
Telefon kullanan insanlar bilindiği gibi telefonu ellerinde tutmakta ve boyunları sürekli olarak aşağıya doğru eğilmektedir. Kimse cep telefonunu göz hizasına kadar kaldırmıyor zaten pratik değil sürekli yaklaşık 45 derece aşağıda tutuyor. Zarar bunun neresinde derseniz. Normalde dik durulduğunda boyun sinirlerine adalelerine 5 kiloluk bir yük binerken telefon kullanma esnasında aşağıya bakmaktan dolayı bu yük 25-30 kiloya çıkıyor. Kemik kas ve sinirlerin ne kadar baskı altında olduğunu sanırım tahmin ediyorsunuz. Bu kötü pozisyonun getirisi “tekno boyun” denilen çağımız hastalığıdır.
Neler oluyor? Kamburluk, skolyoz, boyun tutulmaları, baş ağrıları, boyun fıtıkları gibi sizin sayıyı artırabileceğiniz birçok sıkıntı.
Bizler hekim olarak boyun fıtıklarını 25 yaşlarından sonra daha sık görürdük. Şimdilerde 10 yaşından sonra boyun tutulmaları, baş ve sırt ağrıları oluşmaya başladı. Yani 15 yaşındaki gençlerde boyun fıtığı ile daha sık karşılaşır olduk. Maalesef tüm uyarılarımıza rağmen bu cep telefonları sadece Z kuşağında değil tüm yaşlarda çok farklı sorunlara neden olacak gibi durmaktadır. Bu zamane cihazları için ağrılar hayatınızı ve cebinizi yakmadan önce tedbir alın derim. Böyle devam ederseniz paranızı ve zamanınızı harcamak zorunda kalırsınız.
Paylaş