Paylaş
Geçtiğimiz aylarda İstanbul'da çok önemli sessiz sedasız bir sempozyum yapıldı.
Anne-babaları, rehber öğretmenleri, çocuk yetiştiren herkesi yakından ilgilendiren Okul Ruh Sağlığı Sempozyumu’nda dünyadan birçok uzman özellikle de zorbalık üzerine araştırmalarını açıkladı. Psikolojik Rehabilitasyon ve Eğitim Programları Derneği'nin önderliğinde yapılan sempozyuma Harvard Medical School, Children's Hospital Boston gibi önemli kuruluşlar da destek vermişti.
En çok konuşulan konu ise akran zorbalığı idi.
Yale Üniversitesi'nden Dr. Young-Shin Kim, uzunca bir konuşma yaptı. Çarpıcı cümleler vardı:
Çocukların üçte biri zorbalıktan etkileniyor. Zorbalık, ciddi psikiyatrik davranış ve sosyal sorunlara neden oluyor. İntihar eğilimini arttırıyor, etmese bile sık sık düşündürüyor. Mağdur olan kız çocuklarında intihar oranı daha fazla.
Çocuklukta zorbalıktan mağdur olan, akranlarıyla iletişime giremiyor, yetişkinlikte zorba oluyor. Mağdurlar, daha çok güvensiz, kaygılı, kekeme, dikkat bozukluğu olan, sessiz çocuklar. Aktif, sinirli, empati kuramayan, güçlü ama ailede şiddet ve taciz görenler ise zorba olarak karşımıza çıkıyor.
Bakanlık şiddete karşı uyardı
Bu toplantının üzerinden çok fazla zaman geçmeden Milli Eğitim Bakanlığı da önemli bir uyarıda bulundu. Ailelere yönelik çalışmada çocuklara şiddet konusunda "uyanık olun" dedi. Bu uyarıyı okuduğumda oğlumun birinci sınıfta yaşadığı bir olayı hatırladım.
Biraz hareketli ve çevresiyle pek ilgili olan oğlum İngilizce dersinde yerinde duramaz. Öğretmenin uyarılarını da anlaşılan pek dikkate almaz. Sonunda öğretmen dayanamaz ve bizimkinin yanına yaklaşır. İşaret parmağını sallayarak biraz da yüksek sesle "Yeter artık, sus" der. Bununla da yetinmez dirseğinden sıkıca tutar.
Bizimkinin iki gözü iki çeşme öğretmenine "Bana şiddet uygulayamazsınız" der. Öğretmen beklemediği bu tepki karşısında "Dövdüm mü seni böyle diyorsun?" deyince cevap hemen arkasından gelir:
"Bu büyükleri anlamak çok zor. Bağırmak da, kolumu tutmak da şiddettir"
Oğlumun öğretmeni kabul etmese de aradan yıllar geçtikten sonra Milli Eğitim Bakanlığı bunun şiddet olduğunu kabul ediyor. Üstelik bu konuda velilere şiddetin aileden de okuldan da geleceği uyarısında bulunan bir rehber hazırlıyor.
Akademisyenler tarafından hazırlanan rehberdeki uyarılar şöyle:
Fiziksel şiddet: İteklemek, yumruklamak, vurmak, çimdiklemek, ısırmak, tekmelemek, yakmak, ağzı kapatarak boğmaya teşebbüs etmek, şiddetli bir şekilde sarsmak ya da herhangi bir başka şekilde çocuğun bedenine zarar vermektir. Ancak, bu yaralanmaların bir kısmı çocuk oyun oynarken kaza ile olabilir. Yine de yaraların yerini ve yaralanmanın sıklığını izleyin. Fiziksel istismardan şüphelenin.
Duygusal şiddet: Bir kişiyi yapmak istemediği bir şeyi yapmaya razı etmek için onun duygusal durumundan yaralanarak psikolojik baskı uygulamaktır. Eziyet etmek, aşağılamak, küfretmek, dalga geçmek, isim takmak, dedikodu çıkarmak, tehdit etmek, hakaret etmek, kızmak, küçümsemek, küçük düşürmek, gruptan ya da yapılan faaliyetlerden dışlamak ve alay etmek gibi davranışlar psikolojik şiddete örnektir.
Cinsel şiddet: Bir kişinin rızası olmadan veya fiziksel ve psikolojik baskıya maruz kalarak cinsel amaçlar için kullanılmasıdır. İstenmeyen fiziksel yaklaşımlar, cinsellik içeren sözler, davranışlar ve dokunmalar, sarkıntılık, sıkıştırma, cinsel flört etmeye zorlama, cinsel ilişki için baskı kurma gibi davranışlar olabileceği belirtildi.
Şiddet gören çocuklarda görülebilecek belirtileri:
* Çocuğun eve bedeninin herhangi bir yerinde veya çeşitli yerlerinde morluk, kesik, şişlik, yanık, sıyrık, kırık, çıkık veya yarayla gelmesi
* Bedeninde şiddet gördüğüne işaret edebilecek darbe ve morlukları görülmesin diye giysilerle saklaması
* İyileşmeyen, sebebi belli olmayan yaralar
* Kendisine ait eşyaları kaybetmesi veya yırtılmış kıyafetlerle eve gelmesi
* Eşyalarını sık sık kaybetmesi veya eşyalarının çalınması
* Her zamankinden daha çekingen, içe dönük veya pasif davranması
* Aileyle veya çevresindekilerle iletişim kurmaktan kaçınması
* Çevresindekilerle ilişkilerinin azalması
* Evde odaya kapanma davranışının artması
* Başkalarına güvenmemesi
* Okula gitmek istememesi veya okuldan kaçması, devamsızlık yapması
* Uykusunda ve yeme davranışında belirgin değişiklikler olması
* Yatağını ıslatma, kekeleme veya konuşmada tutukluk göstermesi,
* Gece kabusları
* Okul başarısında anlam verilemeyen düşüş
* Normalin dışında çok sakin görünmesi veya çok saldırgan davranması (öfke patlamaları), söz dinlememe biçiminde belirgin davranış değişiklikleri
* Gösterdiği tutum ve davranışlarıyla ilgili sorulara akla yatmayan, yalan söylediği duygusu yaratan cevaplar vermesi, hikayeler uydurması
* Dinlediği müzikte, çizdiği resimlerde veya yazdığı yazılarda ve karalamalarda şiddet içeren, cinsel tacizi andıran öğeler bulunması
* Vücudunun kirli olduğu veya cinsel bölgesinde bir sorun olduğu gibi düşüncelere sahip olması
* Cinsellik veya seks konularına anormal ilgi göstermesi veya tamamen ilgisiz kalması
* Oyuncak bebeklerle veya başka çocuklarla oynarken cinsellik veya şiddet içerikli oyunları tercih etmesi.
Aileler neler yapmalı?
Çocuğunuz şiddet gördüyse huzursuz olabilir, yoğun öfke duyabilir, kızgınlık ve suçluluk hissedebilirsiniz. Ama sakinleşin ve şunları yapın:
* Aşırı tepki göstermeyin, sakin olmaya çalışmanız, enerjinizi sorunun çözümüne yönlendirin. Sorunu daha kolaylıkla çözmeniz kolaylaşır.
* Çocuğunuzu ve şiddet gösteren kişi/kişileri suçlamaktan kaçının. Suçlamak, sorunun çözümüne katkıda bulunmayacağı gibi sorunu daha da karmaşık hale getirir. Bu nedenle güvenli ve koruyucu ortamı yaratmak için gerginliklerden kaçının
* Çocuğunuzu karşınıza alıp onunla konuşmaya çalışın. Bu konuşmada şiddetin kabul edilemez bir davranış olduğunu, hiçbir kişinin kendisine şiddet göstermeye, istismar etmeye hakkı olmadığını anlatın.
* Duygularını ifade etmesi yönünde cesaretlendirin ve çocuğunuzu dinleyin.
* Yaşadığı korku, kaygı, utanç, suçluluk gibi olumsuz duygularının normal olduğunu, ne olursa olsun onun yanında olduğunuzu belirtin, hissettirin ve ona güven vermeye çalışın. Şiddeti önlemek için bunu paylaşması gerektiği konusunda teşvik edin. Şiddete maruz kalıp bunu anlatmazsa durumun daha kötüye gidebileceğini belirtin.
* Şiddet gösteren kişi/kişilerin amacının özellikle kendisini korkutmaya, kontrol etmeye çalıştığını ve bu durumda onun suçu olmadığını, utanmaması gerektiğini anlatın.
* Çocukla dalaşmamak, yanında bulunduğu arkadaşlarından ayrılmamak, oradan uzaklaşmak, tepki vermemek, yardım istemek, oradan uzaklaşıp gitmek gibi tepkiler arasından çocuğunuzun özelliklerini de dikkate alarak hangisi veya hangilerini gösterebileceği üzerine konuşun.
* Çocuğunuza özellikle, şiddete şiddet ile tepki vermemesi gerektiğini anlatın. Bu tür davranışın çözüm olmayacağını, aksine sorunu daha zorlaştıracağını belirtin.
* Çocuğunuzun öğretmeni/öğretmenleri, okul idarecileri ve rehber öğretmenleriyle durumu paylaşarak ayrıntılı bilgi almaya çalışın. Onlara, bu sorunu çözme konusunda ne tür önerileri olduğunu sorun.
* Eğer profesyonel bir yardım alması gerekiyorsa psikolog, psikiyatrist gibi kişilere başvurarak yardım alın.
* Evdeki ilişkilerinizi gözden geçirin. Daima onunla iletişime açık olun. Ona vakit ayırın.
* Çocuğunuzun kendini ifade edici, hakkını arayıcı ve atılgan davranışlarını destekleyerek kendisine güven duyması yönünde destekleyin.
* Arkadaşları ile ilişki kurmasına ve bu ilişkilerini güçlendirmesi konusunda ona yardımcı olun.
* Onlarla çeşitli etkinlikler planlaması ve yapmasını sağlayın.
* Çocuğunuzun davranışlarını ve etkileşim biçimini gözlemleyin ve gerekiyorsa yeni beceriler öğrenmesine yardımcı olun. Bu konuda okulunuzdaki psikolojik danışmandan yardım alabilirsiniz.
Çekingen çocuklar riskte
Çekingen, içine kapanık, pasif, kendine güveni olmayan, düşük benlik saygısına sahip, çevreyle ilişki kurma becerisi yeterince gelişmemiş, az sayıda arkadaşa sahip, kendini savunamayan, hakkını arayamayan, ev ortamında da ailesi tarafından sindirilen, çok kolay suçluluk ve utanç duygusu yaşayan, istenmeyen, ihmal edilen, sevilmeyen, fiziksel ya da zihinsel engelli, küçük yaşta fiziksel olarak zayıf olan, duygusal olarak zayıf, daha küçük yaşlarda tacize uğrayan veya başkalarının tacize uğramasına tanık olan çocuklar…
Paylaş