Paylaş
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, değişmeden bir gün önce Ankara’daydım. Müsteşar Emin Zararsız’la uzun uzun sohbet ettik. Milyonlarca velinin merak ettiklerini sordum. Birbirinden ilginç detaylar verdi. Ancak, yeni Bakan Nabi Avcı’nın gelmesiyle bütün söylediklerine yapılacak mı, yoksa yeni Bakan eğitime kendi imzasını mı atacak? Bütün bunlar önümüzdeki günlerde belli olacak.
Belli olan bir şey var. Önümüzdeki yıl SBS tamamen kalkıyor. Müsteşar Zararsız, 7’inci sınıf ve öncesi velilere şunu söylüyor: “Kesinlikle çocuğunuzu sınava hazırlamayın. Sınav yok.”
Zararsız, bunu söylüyor ama, yabancı okulların ve özel Türk okullarının dilediği gibi öğrenci alabileceğinin altını çiziyor. Henüz bazı kararlar alınmasa da bu okulların öğrenci seçme ve yerleştirme konusunda kendi kararlarını vereceklerini belirtiyor. Her yıl yaklaşık 15 bin öğrencinin girdiği bu sınavlar sonucunda Amerikan Robert Lisesi, Alman Lisesi, Üsküdar Amerikan Lisesi, Koç Lisesi gibi okullar öğrencilerini alıyor. Sınavlar merkezi. Ama, önümüzdeki yıl her okul kendi sınavını yapabilir. Bana göre merkezi sınava devam. Çünkü, bir öğrencinin okuldan okula koşmasını pek istemezler. Bir de torpil söylentilerine bu durumda izin verilmez. Daha önce de özel okullar kendi sınavlarını kendileri yaptı. Soru tipleri de gayet güzeldi.
Galatasaray, İstanbul Erkek gibi özel statülü okullar ve Fen Liseleri için farklı modeller düşünülüyor. Henüz karar verilmedi. Ama bana göre belli bir not skalasının üstündeki öğrenciler sınava alınacak. Belki denilecek ki, Türkçe, Matematik ve Fen Bilgisi derslerinden en az 4 alanlar bu sınava girecek. Bütün bunlar tahmin. Kesin hiçbir şey yok. Ama, bu okullara girişte mutlaka eleme olacak.
Bütün bunlardan sonra ben yine de siz annelere söyleyeyim ufak ufak sınav sizi bekliyor. Bakanlık herkesi sınava sokmak yerine, iddialı olan çocukları sınava almak zorunda kalabilir. Çünkü, ne olursa olsun her okula girişte bir eleme yapmak zorunda. Hiç bu yarışa girmeyecek, farklı yetenekleri olan çocukları boşuna yormaya gerek yok. Bu da önemli bir adım.
Bence de hormon verilerek, son sınıfta deli gibi testlere boğarak çocukları yormanın anlamı yok. İyi olan çocuk biraz destekle zaten ayakta kalabiliyor, iyi okullara girebiliyor.
Şimdi gelelim diğer merak edilen şeye. TÜBİTAK Sınavları. Bunu ilk kez ben yazmıştım. TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak, 1,5 yıl aradan sonra ilk kez bana konuşup, ortaöğretimdeki bu sınavlardan söz etmişti. Ayrıntılar biraz da olsa belli olmaya başladı. Sınavlar 4’üncü sınıftan değil, 5’inci sınıftan itibaren başlayacak. Aynı anda öğrenciler birden çok değil, bir sınavdan sınava girecek. Kendi sınıflarında, kendi öğretmenlerinin gözetiminde sınav olacaklar. Ancak, aniden yapılacak bu sınavdan önceden okul müdürlerinin ve öğretmenlerinin bilgisi olmayacak. Milli Eğitim Bakanlığı bu sınavı yapacak. Israrla sınavın seçmeye değil, ölçmeye yönelik olduğunu söyleyen Müsteşar Emin Zararsız, “Öğretmenlerimizin, okullarımızın durumunu inceleyeceğiz. Uzun vadede hangi okulda, hangi öğretmenin başarılı olup olmadığını göreceğiz” diyor.
Öğrencilere bu sınav sonucunda herhangi bir geri bildirimde bulunulmayacak. Yani kaç yanlışı var, hangi soruları yapamadı diye bir sonuç belgesi gelmeyecek. Öğretmen ve okula da bu konuda bir açıklama yapılmayacak. Anladığım kadarıyla bütün bilgiler merkezde toplanacak. Öğretmenler için zor bir durum.
Bakalım yeni bakanla, bütün bunların hangisi gerçekleşecek? Bekleyelim, görelim.
Paylaş