Paylaş
Fransa’nın TUBİTAK’ı olarak bilinen CNRS’de ve Paris Ekonomi Okulu’nda görevli öğretim üyesi Julien Grenet’in geçtiğimiz günlerde önemli bir araştırması Fransız gazetelerinde yer aldı. Araştırma Fransa’da hala çok tartışılıyor.
Grenet, Aralık ayında doğan çocuklarla Ocak doğumluları karşılaştırıyor. Bu çocukların okul başarıları ve çalışma hayatlarındaki performanslarını karşılaştırıyor. Ve çok önemli bir bulguya erişiyor. Sıkı durun.
Okula aynı yıl başlayan Aralık doğumlular eğitim hayatı boyunca zorlanıyor, daha başarısız oluyor, hatta çalışma hayatı boyunca Ocak doğumlulara göre daha az kazanıyor.
Şimdi baştan başlayalım.
Okula bu yıl başlayan iki çocuk alalım. Birisi Ocak, diğeri Aralık doğumlu. Aralık doğumlu çocuk okul hayatı boyunca Ocak doğumlu olanın seviyesine ulaşamıyor. Yani iki çocuk arasındaki uçurum her zaman bulunuyor. İlerleyen aşamalarda bu uçurum azalıyor ama tamamen sona ermiyor.
Aralık Doğumlular Daha Çok Sınıfta Kalıyor
Uzmanlar fiziksel olarak çocukların birçok şeye hazırlanabileceğini ama duygusal anlamda hazırlanma konusunda sorun yaşanacağı düşüncesindeler.
Fransızlar ilköğretim hayatı boyunca Ocak doğumlu çocukların yüzde 17’sinin sınıfta kaldığını, Aralık doğumluların ise yüzde 34’nün sınıf tekrarı yaptığını belirliyor. Anne babası tarafından okula erken gönderilen çocuk aynı yıl başladığı birkaç ay fark olan akranından en az iki katı oranda geride kalıyor.
Türkiye'de de durum aynı. Aman okula biran önce başlasın, erken bitirsin diyen birçok anne baba var. Gördüğünüz gibi bu aceleciliğin çocuğa yararı değil, zararı varmış. Birkaç aylık zarar böyleyse, bir yıllık zararı varın siz hesaplayın.
Bizdeki Eğilim de Çocuğun Erken Başlaması Yönünde
Türkiye’de okula başlama kuralı 72 ay. Ama bu kural tam uygulanmıyor. Anne baba çocuğu hazır görürse ya da okul öncesi öğretmeni zorlarsa çocuk çok erken yaştan başlayabiliyor. Hatta başarılı olarak görülen çocuklar daha birinci sınıftan sınıf atlatılıyor. Ama konuştuğum uzmanlar üç ayın bile çok büyük önemi olduğu görüşünde. Birçoğu sınıf atlatmaya kesin dille karşı çıkıyorlar. Çünkü, çocuğun yaşıtlarıyla, akranlarıyla aynı süreçten geçmesi gerektiğini düşünüyorlar.
Siz siz olun. Kimsenin dolduruşuna gelmeyin. Çocuğunuz zihnen, aklen çok ileride olsa bile duygusal olarak hazır olmayabilir.
Hırslarınıza kapılmayın, gaza gelmeyin. Bırakın çocuğunuz çocukluğunu yaşasın. Siz de sabırla zamanının gelmesini bekleyin. Çocuğunuzu akranları karşısında ezmeyin.
Bunu bile bile ömür boyu yakasını bırakmayacak bir başarısızlığa katkıda bulunmayın.
Zaten küçük yaştan evinden, ailesinden, bulunduğu ortamdan koparılarak bir travma yaşayan çocuğunuza siz de bu anlamda destek olmayın.
Paylaş