Paylaş
Çocuğu üç yaş civarında olanlar bugünlerde okul okul geziyorlar. Çocukları için en doğru okul seçimi yapmaya çalışıyorlar. Zor, hem de çok zor. Yıllardır bu işin içinde olan, okulları yakından tanıyan biri olarak ben oğlum için onlarca okul arasında kalmışken, annelerin işi zor. Anneler diyorum, çünkü babalar bu işi annelere bırakmış durumda. Hepsi olmasa da büyük kısmı bu işin sadece parasal kısmı ile ilgileniyorlar. Anne çalışsa da durum fark etmiyor. Anneler ise, yazılı olmasa da kategorize edilen okullar arasında en doğrusunun arayışındalar. Bazıları bu seçenekler arasında boğuluyor, bazıları ise eleye eleye 2’ye indiriyor, ama böylesi bir kararı verirken de çok ama çok zorlanıyor. Nasıl zorlanmasın ki? Ya okul, çocuğu için doğru değilse? Ya anlatıldığı gibi çıkmazsa?
Bugünlerde bu sorularla çok muhatap oluyorum. Toplu yanıt vereyim istedim.
Öncelikle seçiminizi kendinize ve çocuğunuza göre yapın. Yani, SBS ağırlıklı bir okula verecekseniz, birçok şeyi göze alın. Yarışmayı, yarıştırmayı, bazen dibe vurmayı, bazen de kazanmayı. Çünkü bu tarz okullarda “çürük elma!” olarak nitelendirilen başarısız öğrenciler okulun ortalaması düşmesin diye ara sınıflarda başka okullara yönlendirilebiliyor.
Yine bu yarışa girmeye kararlıysanız olur ya çocuğunuzun iniş çıkışları var. Bu okulların bazılarında başarılı, gözde sınıflar bulunuyor. Çocuklar aldıkları sınav sonuçları ve puanlara göre ya bir üst sınıfa çıkıyor, ya da aşağıya iniyor. Çıkarken iyi de, inerken nasıl perişan olduklarını biliyorum. Ya arkadaşlarının, ona bakışını siz düşünün.
Bu arada söylemekte yarar var. Daha birinci sınıftan itibaren akademik olarak yüklenmeyi göze alın. Yani akranları günde bir ödevle uğraşırken, sizinkinin sayfalarca ödevle cebelleştiğini şimdiden düşünün. Unutmadan, bu iş sadece çocuğunuzun değil, sizin de göreviniz haline gelecek. Çünkü, başında ona bu sistemde direktifler verecek, kontrol edecek bir yetişkinin bulunması şart.
Her şey yolunda gitti. Ama ergenlik denilen bir illet de var. Yani çocuğunuz pek parlak bir şekilde 6’ıncı sınıfa kadar geldi. Sonrası benden söylemesi zor. Çünkü, ergenlikte düzeni de, çalışma şekli de, okula bakışı da değişiyor. Pek disiplinli okul, onun için kaçılması gereken yer haline gelebiliyor.
Bütün bunlardan bu tür okullara karşı olduğumu düşünmeyin. İyi tarafları da var. Bu okullarda öncelikle çocuğunuzu sınava nasıl hazırlayacağınızı, neleri öğrenip öğrenmediğini siz pek düşünmüyorsunuz. Küçük yaştan itibaren programlı bir şekilde sınava hazırlanıyorlar. Eğer çocuğunuzun iç disiplini varsa, bu tür okullar ideal. Hırslı ve yarışmayı seviyorsa sizin çok uğraşmanıza gerek yok. Öyle son sınıflara doğru dershane arayışına da girmenize gerek kalmıyor. Çünkü, bu tarz okullar çocukların bu konudaki ihtiyaçlarını belirleyip, ona göre program ayarlıyorlar. Hatta eksik konularını saptayıp, hafta sonları, hafta içi akşamları bu konuları onlara öğretmeden bırakmıyorlar.
Yani siz sadece size düşenleri yapıp, gerisini okula bırakıyorsunuz. Bu tarz okulların hepsi öyle sıkıcı ve sadece ders ağırlıklı değil. Sosyal olan, aktiviteye çok önem verenler de var. Dershane sistemi, testlerden ibaret olanlar da.
Bu tür okullardan birini düşünüyorsanız öncelikle velileriyle bol bol konuşun. Yaşadıklarını, okulun artılarını, eksilerini iyice dinleyin. Aklınızdaki tüm soruların en doğru yanıtını onlarda bulacaksınız.
Ama, okul yöneticileri size bu konuda ayrıntılı bilgi verirler. Nasıl bir çalışma sistemi içinde olduklarını en ayrıntılı bir şekilde size aktarırlar.
Devam edecek...
Paylaş