Mutluluk, sağlığımız kadar önemli!

Şimdiki çocukları mutlu etmek zor. Eskiden bayramda alınan bir çift ayakkabı, bir balon, bir bisikletin getirdiği mutluluk bizi bir yıl idare ederdi. Aylarca hediyelerimizi saklar, giymeye, kullanmaya kıyamazdık. Hala öyle, anne babamın özel günlerde aldığı hediyeler aklımda. Renkleri, şekilleri dün gibi gözümün önünde. Ama şimdi öyle değil. Biraz anneanne, babaanneler gibi konuşayım.

Tüketim toplumunda çocuklar aldıkları gibi öğütüyorlar. Mutlukları sanki birkaç dakika sürüyor. Bir şey verildiğinde önce seviniyorlar, alıyorlar, yüzlerindeki gülümseme kısa sürüyor, sonrası genellikle bir ya da birkaç gün içinde o şey bir kenara itiliyor, atılıyor, kullanılsa da ilk günkü özen kalmıyor.

İlişkiler de tıpkı alınan eşyalar gibi. Kısa sürüyor, özen gösterilmiyor, çabuk harcanıyor.

Bütün bunlara kafayı yormuşken, Selda Koydemir aklıma geldi. Selda Koydemir, uzun süredir tanıdığım bir psikolog. Mutluluğa kafayı takmış.

Boğaziçi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nde lisans eğitimi aldıktan sonra, ODTÜ’de doktora derecesini aldı. Daha sonra Florida State Üniversitesi Klinik Psikoloji Bölümü, Kaygı ve Davranış Sağlığı Kliniği’nde bir yıl araştırma yaptı. Utangaçlık üstüne yazdığı doktora teziyle yılın tezi ödülünü aldı. Daha sonra Roehampton Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde çalıştı. Almanya’da da Bamber Üniversitesi’nde çalışmalar yaptı. Şimdi de ODTÜ’nün Kuzey Kıbrıs Kampüs’ünde Psikolojik Danışmanlık Öğretim Görevlisi. Mutluluktan söz açılmışken, sözü ona bırakıyorum. Unutmayın mutlu anne babalar mutlu çocuklar yetiştirir:

Mutluluk sağlığımız kadar önemli

Mutluluğun çok fazla faydası var. Mutlu insanlar daha uzun yaşıyor, daha sağlıklı ilişkileri var, işlerinden daha fazla keyif alıyor, daha üretken ve yaratıcı, depresyon ve stresle daha kolay başa çıkıyor. Mutluluk aynı zamanda hastalıklardan koruyor. Dışadönük, sosyal ilişkileri olan, ruhsal olarak sağlıklı, duygusal olarak dengeli insanlar daha mutlu.
Mutluluğu genetik faktörler kesinlikle etkiliyor. Bu etkiler % 50 civarında. Bunun dışında çevre, kendi isteğimizle yaptığımız etkinlikler ve bazı bakış açılarımız mutluluğu etkileme gücüne sahip. Ancak doğuştan getirdiğimiz iki özelliğin etkisi önemli: Dışadönük birisi olmak ve duygusal açıdan dengeli olmak.

Yaşamımızdaki olaylar bizi etkiliyor; ancak insan bu olaylara kısa sürede alışıyor. Buna “uyum” diyoruz. Örneğin yeni bir şey satın aldığımızda mutlu oluyor ama çok kısa bir süre sonra eski mutluluk seviyemize geri dönüyoruz. Benzer şekilde evlenen çiftler mutlu olsa da yıldan daha kısa bir süre sonunda eski mutluluk seviyelerine geri dönüyor.

Olumsuz olaylar karşısında mutsuz olabilir. Ancak, insanlar olumsuza da uyum sağlıyor ve bir süre sonra mutlu edecek şeyler arıyor. Ancak, kayıplar ve uzun süre işsizlikte eski mutluluğumuza kavuşamıyoruz.

Kendine bir amaç edinen, gerçekçi hedeflere koşanlar kendini daha iyi hisseder ve yaşamı daha anlamlı ve keyifli görürler. Sanıldığı kadar fiziksel görünüşün mutluluğa etkisi fazla değil. Az. Ama, etkiliyor.