Paylaş
Hazal ile bu eğitim döneminin başında tanışmış, havuz başında uzun uzun sohbet etmiştik. Uzun uzun derken aklı bir yandan derslerde, bir yandan da yapacağı antrenmandaydı. Hırslı, çalışkan bir o kadar da disiplinliydi. Öğretmen anne babanın başarılı çocuğuydu. Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Okulları öğrencisi olan Hazal, Londra Olimpiyatları’nda yüzme dalında ülkemizi temsil eden en genç sporcu olan milli yüzücü olarak yerini alacak. 100 metre sırtüstünde Türkiye’yi temsil edecek.
1996 doğumlular arasında ‘dünyanın en iyi ikinci yüzücüsünden biri’ olarak gösterilen, bugüne dek 100'den fazla Türkiye rekoru kıran Hazal, son olarak bu yıl Nisan ayında Sırbistan’da gerçekleştirilen Balkan Gençler Yüzme Şampiyonası’nda ülkemize üç altın madalya birden getirerek başarılarını uluslararası seviyeye taşıdı.
Türkiye’nin en genç rekortmeni olma başarısını sergileyen Hazal Sarıkaya, 8 yaşındayken yüzmeye başladı. Başarılı bir sporcu olmanın yanı sıra akademik olarak da derslerdeki notlarını hep yüksek tuttu. Okuduğu FMV Özel Ayazağa Işık İlköğretim Okulunu 92 not ortalamasıyla bitiren Hazal 11. sınıfında öğrenimine başarılıyla devam ediyor.
İyi bir reklamcı olmayı hayal eden Hazal’la ve antrenörüyle konuştuğumda bana başarının tek anahtarının disiplin olduğunu altını çizmişlerdi.
Hazal, hangi koşullarda olursa olsun, hava durumuna, yollara hatta yaşadığı duygusal kötü anlara rağmen saatinde antrenmanına gelip, çalışma disiplininden hiç taviz vermezmiş.
Zaten konuştuğum eğitimcilerin büyük bölümü de sporcuların disiplin alışkanlığı olunca derslerde de zorlanmadığının altını çiziyor. Özellikle zaman yönetimi konusunda başarılı olan sporcu öğrenciler belki akranlarından daha fazla yoruluyorlar ama akademik olarak da pek zorlanmıyorlarmış. Onun içindir ki başardıkça daha fazlasını istiyorlarmış.
Doğrusu Hazal’ın yüzmeye başlaması da tamamen bir tesadüften kaynaklanmış. Küçük yaşlarda yüzmeye başlayan Hazal’ın, yüzme sporuyla tanışması oldukça üzücü bir olaya dayanıyor. Yaz tatilini geçirdiği sırada yaşıtı olan bir arkadaşının boğulmasına tanık olan Hazal’ın ailesi korkuya kapılıp ona yüzmeyi öğrenmesini teşvik ettiler. Yüzmeye başlayan Hazal’ı ise ilk keşfedenler yaz okulundaki antrenörleri oldu.
Hani önümüz yaz hem çocuklar yüzme öğrensin, hem de serinlesin diyorsanız durmayın bir yaz okulunun kapısını çalın. Kimbilir belki sizin çocuğunuzda da böyle bir yetenek vardır. Yetenek olmasa da bir disiplin kazanıp, bir sporla uğramasına vesile olursunuz. Ne dersiniz?
Paylaş