Paylaş
Sizlerle daha önce de paylaştım. Oğlumla kitap arasında garip bir ilişki var. Okula başlayana kadar bebekliğinden itibaren onu kitap okumadan uyutmadım. Bazıları garipseyecek ama iki aylıktan itibaren okumaya başladım. Bir süre sonra yorgun ve bitkin olduğum zamanlarda okumadan sıvışmaya çalıştığım anlarda o beni tetikledi. Kitap okumadan uyumak istemedi, ilginç bir ritüelimiz olmuştu.
Hele okul öncesi çağda defalarca aynı kitabı okuttuğunu hatırlıyorum. Az buz değil 15 kere bir masalı aynı ses tonu, vurgu ve mimiklerle aktarmamı bekliyordu. Artık her satırı, her kelimeyi neredeyse ezberlemişti.
Okula başlayınca kendisi devam etti. Ama erkek çocuğu ya malum 3’üncü sınıftan itibaren okumayı nedense “kızlara yönelik” olarak algıladı ve bir süre sonra zoraki okumaya başladı. Ben de bu konuda ısrarcı olmadım. Ama, alışveriş merkezlerine gittiğimde mutlaka kitapçıya uğradım.
Bazen gerçekten ihtiyacım olduğu için bazen de onda bir alışkanlık olsun diye. Oldum olası kitaplıkları, kütüphaneleri ve kitapçıları severim. Oraların havası içimi açar. Oğluma da bu duyguyu yansıtmak için küçük tuzaklar kurdum. Şimdiki kitapçılar da doğrusu bu konuda çok cazip.
Zaman zaman buralara girip, kitaplara dokunup, bazen sayfalarını açıp okumaya başladım. Ben yetişkinler için olan kitaplarla haşır neşir olurken, o da ister istemez çocuk kitaplarının olduğu reyonlara gidip, onları inceliyordu.
İşte bu günlerden birinde “Eğlenceli Bilgiler” kitap serisiyle tanıştı. Futbol ile ilgili bir kitabı aldı, sonra arkası geldi. Neredeyse serinin tamamını okudu. Bir solukta, keyifle bitiriyordu. Tarihi, sporu ve diğer alanları eğlenceli bir şekilde anlatan bu kitapların ardından yine kitap okumaya ara verdi. Tabii bendeki hüsran yine başladı. Tam tekrar kitaplara döndü derken, bizimki araya yine mesafe koydu. Okulda verilen kitapları zaman zaman keyifle, zaman zaman da zoraki okudu. Ta ki yaz tatiline kadar. Ben yine seçtiğim birkaç kitabı başucuna koydum. Ama pek dönüp bakmadı. Ama ne olduysa bir gün kitaplığındaki Harry Potter’ı buldu. Ve ondan sonra aralıksız okuması devam etti. Tam 7 kitabı bana aldırttı. O kalın kitapları neredeyse bir haftada bitirmeye başladı.
Sahil kenarında, yemek sonrasında, yatmadan önce elinde kitap eksik olmamaya başladı. Tatile giderken bile ilk istediği şey kitabı oldu. Bu aralar müthiş mutluyum. 2 kitap kaldı. Umarım bu sevgi uzun soluklu olur.
Bu arada işin zor tarafı bu kitapları benim de okumamı istiyor. Elimdeki kitabı bitirir bitirmez onlara başlayacağım. Söz verdim bir kere. Dönemem. (Bu arada bu tür kitaplardan pek hoşlanmıyorum, ama oğlumun hatırına elimden başka bir şey gelmiyor.)
Bu yaşlarda çocuğunuz varsa bir ihtimal işe yarayabilir diye öneriyorum…
Paylaş