Paylaş
Oğlumu büyütürken çevremdeki büyüklerin yerine doktorların sözünü dinledim. Ne dedilerse birebir yapmaya özen gösterdim. Büyümeye başladıkça hislerimin sesine kulak verdim. Bazen ben, bazen büyüklerim, bazen de doktorlar haklı çıktı. Önce şunu söylemekte fayda var. Doğru çocuk yetiştirme kılavuzu diye bir şey yok. Ama bildiğim tek bir şey annelerin doğum yaptıktan sonra sezilerini dinlemesi.
Bugünlerde elime geçirdiğim ve bir türlü ayrılamadığım “Doğal Ebeveynlik” kitabından çok etkilendim. Gördüm ki, yanlışlarım da doğrularım da var. Dikkat ettim doğrularım genellikle hislerime güvenerek yaptıklarımdan oluşuyor.
Doğan Kitap’tan çıkan kitap doğal ebeveynliği ele alıyor. Kitap bir dizi kuraldan ziyade bir çocuk yetiştirme yöntemi olan doğal ebeveynlikle, çocuğu tanımanın, onun kendini iyi hissetmesine yardımcı olmanın ve ebeveynliğin keyfine varmanın yöntemlerini sunuyor.
Doğal ebeveynlik akımının en önemli temsilcilerinden olan Sears çiftinin bu kitabı, ailelere çocuklarıyla daha mutlu bir hayat vaad ediyor.
Kitabın önsözünü yazan psikolog Nilüfer Devecigil, “Çevreden, kitaplardan, uzmanlardan, doktorlardan bebeğime iyi bir anne olmak adına neler yapabilirimi okudukçe kendi hislerimizden, hormonlarımızın verdiği ipuçlarından uzaklaştık. Bebeğimizin verdiği sinyallere ve iç sesimize güvenmez olduk. Doğal ebeveynliğin amacı size uymanız gereken bir seri yeni kurallar öğretip, öğütler vermek değil, asıl önemli olan ana babalar olarak uzmanlardan çok kendi iç sesinize güvenmenizi sağlamak, bebeğinizin anlatacaklarını dikkate almanızı sağlamaktır” diyor.
Kitapta ilginç bulduğum bazı başlıkları sizlerle paylaşmak istiyorum:
Doğal ebeveynlik ne demek?
Doğal ebeveynlik, bir dizi katı kural değil, bir çocuk büyütme yaklaşımı. Doğal ebeveynliği benimseyen ebeveynlerin bazı ortak davranışları var. Bebeklerini emzirmek, bebeklerini bol bol kucaklarına almak, olumlu disiplin uygulamak gibi.
Bebekle doğumda bağlanmak: Bebek ile ebeveynleri arasında oluşan ilk ilişki bağlanmanın başlangıcıdır. Doğumdan sonraki günler, annenin bebeğiyle ilgilenerek geçirdiği ve bebeğin de annesi üzerinde mucizevi gücünü sergilediği hassas bir dönemdir. Doğumdan sonra da birlikte çok vakit geçirmek, bebeğin doğal bağlanma davranışları ile annenin biyolojik olarak sahip olduğu bebeğine bakabilme niteliklerini bir araya getirir. Bebek anneye muhtaçtır ve anne de ona bakmaya hazırdır. Bu biyolojik ikili doğumdan sonraki ilk 6 haftayı sürekli birlikte geçirirse doğru bir başlangıç yapmış olur. Babalar da bu bağlanmadan hoşlanabilir.
Bebeği emzirmek: Emzirmek bebeği tanımanın en mükemmel yollarından biridir. Buna bebeği okumak da denir. Başarılı bir emzirme için bebeğin verdiği ipuçlarına annenin cevap verebilmesi gerekir ve bu da bebeği tanımanın ve güvenli bir ilişki kurmanın ilk adımıdır. Anneler özgü süt salgılama hormonları, yani prolaktin ve oksitosin, anne sezgilerini güçlendirir, kadınların bebeklerin yanında daha rahat ve sakin olmalarını sağlar.
Devamı diğer yazıda…
Paylaş