Paylaş
Siz siz olun yakın arkadaşlarınızla dostlarınızla aynı zamanda çocuk sahibi olmayın.
Şaşıracaksınız biliyorum. Ama nedenlerimi dinleyince bana hak vereceksiniz.
Şimdiden sizi uyarıyorum, ilerde yaşayınca bana hak vereceksiniz ama iş işten geçmiş olacak.
Hiç değilse bir kez daha düşünün.
Diyelim ki, iki yakın arkadaşsınız. Yakın zamanlarda evlendiniz, mutlusunuz. Birlikte gezmekten, sohbetten, eğlenmekten hoşlanıyorsunuz. Bu beraberliğiniz ömür boyu sürsün istiyorsunuz. Aradan bir süre geçip de sıra çocuğa gelince nedense aynı zamana denk getirmeye çalışırsınız.
Görünüşte masumane, ama arkasında bencilce bir düşünce yatar. Çocuklar yaşıt olunca tıpkı kendileri gibi “kanka” olurlar düşüncesi her iki tarafın en büyük hayalidir.
Hayaller gerçeğe dönüşüp, aynı zamanda çocuklar dünyaya gelirse mutluluk tavan yapar. Her evde bir çocuk sesi yükselir.
İlk Zamanlar Aileler, Sonra Çocuklar Kıyaslar
İlk zamanlar her şey yolundadır ama sonraları ufak ufak sorunlar başlar. Bebeklikte aileler çaktırmadan, hatta eşler birbirine bir şey söylemeden içten içe çocukları kıyaslar.
Biri diğerinden fazla kilolu olunca, biri daha erken yürüyüp, konuşunca içten içe yaşanan kıskançlık krizleri zaman zaman yüze, söze yansır.
Bazen de taraflardan biri sürekli savunmaya geçer. Biri annesine, diğeri babasına çektiğini, boyunun ortaokulda uzadığını, diğeri sağlıklı beslendiğini, şişmanlığın iyi bir şey olmadığını açıklama gereği duyar.
Sıra okul çağına gelince işte sorun o zaman başlar. Çünkü bu dönem iki taraf arasında yapılan kıyaslamayı bu kez çocuklar katılır. Büyükler sözlerle ifade etmez, ama küçükler davranışlarla duygularını bu durumu dillendirir. Kimi zaman taraflardan biri diğerine zarar verir, kimi zaman kin besler.
Okul Başarısında İş Çığrından Çıkar
Bedensel kıyaslamaların yerini notlar, başarı alınca iş çığrından çıkar. Hele de biri başarılı, diğeri değilse gerisini siz düşünün.
Arkadaşlar diye aynı okula gönderilen, hatta aynı sınıfta olan çocuklar içten içe birbirinden zamanla nefret eder. Ailelerin yüksek sesle çocukları birbirine örnek göstermesi durumu daha da kötüleştirir. Büyüklerin olduğu kadar, bu kez küçüklerin arası bozulur.
İşte iyi niyetle başlayan, farkına varmadan, masumane hayallerle kurulan dostluklar zamanla böyle kıskançlığa, nefrete, kine dönüşür.
Samimiyetin yerini bu kez yapay gülücükler, abartılı sözler alır, zoraki ziyaretler alır. Biri diğerinin başarısından, diğeri öbürünün çocuğunun yakışıklılığı veya güzelliğinden rahatsız olur. Çocuklar değil, bu kez aileler, hatta eşler birbirini kıyaslar, açık arar. Kapılar kapanıp herkes evine dönünce konuşacak tek şey vardır: Arkadaşı veya çocuğu
Şimdi beni anladınız mı?
Yok biz bunları yapmayız demeyin. Yapılıyor, yapıyorlar, yapıyoruz.
Yaşamadan emin olmayın.
Paylaş