Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı

Çocuklar eve kapanıyor

Günümüzde çocukları bizim gibi değil. Öyle beş taşla bütün gün geçirmiyor, yere çizdiği seksekle bizim kadar zevk almıyor.

Haberin Devamı

Günümüzde çocukları bizim gibi değil. Öyle beş taşla bütün gün geçirmiyor, yere çizdiği seksekle bizim kadar zevk almıyor. Daha yalnız ve bireysel takılıyor. Arkadaşlarıyla koşup, oynamak, sokaklarda , bahçede tepinmek yerine birarada da olsa ya sinemaya gitmekten, ya eve film alıp televizyon seyretmek ya da playstation oynamaktan zevk alıyor. Hem günümüz teknolojisi hem de biz aileler biraz da onları bu yola sürüklüyoruz. Onlardan sürekli akademik beklenti içinde olmamız, ders çalışma baskısının artması onları biraz daha mı ev içinde kalmaya itiyor acaba?

Oysa uzmanlara göre oyun oynamak, hareket etmek, eğlenceli bir aktivitenin içinde olmak çocuğun bilişsel ve motor gelişimini destekliyor. Klinik Psikolog Zeren Kadıoğlu “Bilgisayar karşısında yiyip, içtiği söylenen, odalarından çıkmak istemeyen, sosyal ilişkileri bozulan çocuklar artıyor.” diye uyarıda bulunuyor.

Haberin Devamı

Kadıoğlu’na göre oyun oynadıkça çocukların problem çözme becerileri gelişip, motor becerileri ve fiziksel gelişimleri olumlu etkileniyor.

Kadıoğlu, oyunun çocuk üzerindeki etkileriyle ilgili şu ipuçlarını veriyor:

Çocuklar oyun sayesinde yaratıcılıklarını geliştirebilirler ve okul öncesi gereken bilişsel gelişim düzeyine erişmelerine de oyuncaklar yardımcı olur. Böylece çocuklar paylaşmayı, keşfetmeyi, öğrenmeyi öğrenir. Çocuğunuza bir oyuncak verdiğinizde dokunma ve görme aracılığıyla onun duyularına hitap eden bir nesne sunmuş olursunuz. Çocuklarınıza uygun oyuncaklar seçtiğinizde onun fiziksel, sosyal-duygusal ve zihinsel gelişimine de desteklersiniz.

Günümüzde çocukların oyun deneyimlerinin değişmeye başladığını görmekteyiz. Televizyon, internet ve özellikle de bilgisayar oyunları nedeniyle çocuklar pasif bir biçimde eğleniyor ve hem çevrelerindeki diğer insanlarla (arkadaş, ebeveyn, vb…) hem de doğayla daha az temas ediyor. Şehirleşme, çocuklardan akademik beklentinin artması, bilgisayar-video oyunları, internet, ebeveynlerin endişeleri gibi etkenler gittikçe daha fazla çocukları ev içerisinde kalmaya iten etkenlerdir. Bazı ebeveynler için bilgisayarın çocuklar üzerindeki uyuşturucu etkisi çocuğu oyalayıcı ve böylece çocuğun anne-baba tarafından kontrol edilmesi zor birtakım davranışlarını engelleyici olarak görülüyor. Ayrıca çocuklar arasında internet kullanımının sınırlandırılması ebeveynler için kolay olmuyor. Durum böyle olunca çocuklar saatler boyunca bilgisayarın başından kalkmıyor, adeta ekran başında hayatlarını sürdürüyorlar. Bilgisayar karşısında yiyip, içtiği söylenen, odalarından çıkmak istemeyen, sosyal ilişkileri bozulan çocuklar her geçen gün daha fazla karşımıza çıkıyor.

Haberin Devamı

Peki bu durumda ne yapmalıyız?

Çocuklara hazır oyuncak yerine, yaratacılığını harekete geçirebilecek, bloklar, legolar, yapboz gibi oyunlar alalım. Çamur, boya tebeşir ve oyun hamurları, değişik boyut ve renkteki küplerle, su, kum ve boyalar yaratıcı oyun etkinliği oluşturalım. Resimli masal kitapları okuduğunuzda resimlere bakarak hayal güçlerine göre kendi hikayelerini yaratmasına fırsat verelim.

Resim yaparken çocuklara sınır koymayalım, bırakın yaratıcılığını göstersin. Farklı renk ve boyama tekniklerini bırakın kullansın. Her oyuncağın farklı özelliklerini keşfetsin. Sizin yaptığınız işlere yardımcı olsun, mutfağa girsin, toz almanıza destek versin. Etrafa döker, kırar, boyar diye düşünmeyin. Hayallerini, ellerini, zihnini bırakın uçsuz bucaksız kullansın.