Cezaevlerindeki çocuklar

Cezaevlerinde doğan ya da orada buyüyen çocukları ne yer, ne içer, nasıl okula gider hiç merak ettiniz mi?

Ben söyleyeyim, birçoğu bütün gün annelerinin koğuş arkadaşları ile birlikteler. Onların konuştukları, dertlendikleri, ağladıkları şeylere tanıklık yapıyorlar.

Gökyüzünü görme, hava alma, farklı bir ortamı tanıma şansları o kadar az ki! Çok az cezaevinde kreş bulunuyor.

Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, bana geçtiğimiz ay bu konuda müjdeyi vermişti. Bu çocuklara el atılıp, kaderleri değiştirilecekti. Çok çaba harcadığını biliyorum. Bir anne duyarlılığı ile gerekli yerlere, gerekli mesajları vermiş olmalı ki, geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı arasında bir protokol imzalandı.

Buna göre, 3-5 yaş arasındaki çocuklar artık cezaevi dışındaki okullarda eğitim görebilecekler. Yani hem okul öncesi eğitim şanslarına sahip olacaklar, hem de bulundukları ortamdan bir süreliğine de olsa uzaklaşacaklar. Farklı akranlarıyla tanışıp, en önemli çağda kaliteli bir eğitim alacaklar. Üstelik bu eğitimleri de, okullara taşınmaları da ücretsiz olacak.

Okul öncesi eğitim kurumlarında biliyorsunuz kahvaltı, öğlen yemeği ve ikindi kahvaltısı da veriliyor. Yani çocuklar annelerine çıkan yemekler yerine, çocuklara özel olarak kalorileri ve beslenmeleri düşünerek hazırlanan yemekleri tatma imkanı bulacaklar. En önemlisi dış dünyayı tanıyacaklar.

Türkiye’de 371 ceza infaz kurumunda 128 bin 468 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Bunların 4 bin 656’sı kadın. Bu kadınların da 714’ü okuma yazma bilmiyor. 337’si okuma yazma biliyor ama diplomaları yok. 1394 kadın ilkokul, 291’i ilköğretim, 499’u ortaokul mezunu. 742 kadın tutuklu ve hükümlü lise, 281’i yüksekokul veya fakülte, 3’ü de yüksek lisans mezunu.

Bu kadınların 0-6 yaş arasında çocukları, bırakacak kimseleri olmaması nedeniyle annelerinin yanında kalıyorlar. 0-3 yaş arasında 164, 3-6 yaş arasında 87 çocuk annesiyle birlikte cezaevlerinde yatıyorlar. 

İşte şimdi bu çocuklar Türkiye’nin hangi cezaevinde olursa olsun bulundukları bölgedeki anaokullarına yönlendirilecekler. Tüm ihtiyaçları Bakanlık tarafından karşılanacak.

Hiç değilse bu minikler esaretten kurtulup, bir gün içinde birkaç saatliğine de olsa çocuk gibi davranacaklar.