Paylaş
“Oğlum 2.5 yaşındaydı. Bir gün bana küstü. Bir süre konuşmadı. Hatta kapısına bile yanaştırmadı. Bakıcısıyla o dönem daha yakınlaştı. Çok kıskandım” bu sözler Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı’nın sözleri.
“3-4 yıl önce, Meclis çok geçe kadar çalışıyordu, ben gittiğimde çocuklar uyumuş oluyordu. 10 gün çok düzensiz bir süreç yaşadık. Bir gece saat 02.30-03.00 civarında eve sessizce girdiğimde baktım oğlum karşımda duruyor. Beni beklediğini görünce 'Ne oldu oğlum? Baban nerede?' dedim. 'Babam geldi. Bu saatte anne gelir mi?' dedi. Anne ve baba rollerinin evde nasıl değiştiğini, net bir şekilde gösteriyor. Allah'tan eşim, hem gönül hem dava adamıdır, oğlumdan gelen bu tsunamilere karşı ilişkimiz bozulmadan devam etmeyi başardı.” Bunu da söyleyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin.
Bu konuşmalar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) 'in yaptığı "Türkiye'de Baba Olmak" panelinde yapıldı.
Bu iki annenin yaşadıklarını yaşamayan bir çalışan anne var mıdır? Bilemiyorum. Ama bu yaşananların hafifini de, daha ağırını da yoğun çalışan bir anne olarak ben de karşılaştım.
Oğlum bir dönem bana da küstü, görmezden geldi, babasına ya da bakıcısına yanaştı. Hatta benim değil, onun kucağına gitmeyi tercih etti. Geceler, gündüzler kıskançlıktan uykusuz kalmadım değil. Ama, sabrettim, bu duyguyla başetmeye çalıştım. Oğlum büyümeye başladıkça tepkileri farklılaştı. Bazen kumbarasını getirip önüme koydu, bazen harçlığını vererek, "Artık çalışma, benim yanımda kal" dedi.
Özellikle yaz tatili ve bayramlarda çalışan annesiyle birlikte olamayınca öğretmen olan teyzeleri gibi neden bu mesleği seçmediğimi sorguladı, çoğu zaman kızdı bana.
Büyüyene kadar iş seyahatlerinin büyük kısmına gitmemeyi tercih ettim. Akşamları iş toplantılarına katılmadım, ya da gitsem de erken kaçmaya çabaladım. Dışarda olduğum zamanları oğlumdan çalmış gibi hissettim. Bazen odaya kapandı, bazen rica etti. Hatta toplantı kelimesinin anlamını ona evde uygulayarak gösterdim, o gün bu gündür evde babası ve onunla toplantılar yaptık. İşi, toplantıyı anladı. Bütün bunlara zamanla da alıştı. Şimdi işimi bırakmamı istemiyor. Arkadaşlarıyla olmak onun için daha cazip. Hatta bir meslek sahibi annesi olmaktan da gurur duyuyor.
Evet, çalışan anne olmak zor. Çocuğunuza yeterince zaman ayıramadığınız için vicdan azabı çekmek işin en kötü yanı. Ama, 14 yaşında yoğun çalışan bir çocuk annesi olarak şimdi hiç pişman değilim.Tabii ki, dişi ilk çıktığında bakıcısından duymak, ilk adım attığında yanında olmamak pek de insana iyi hissettirmiyor. Ama hiç değilse akşamlarınız birlikte mutlu ve sevgi dolu geçiyorsa hiç rahatsız olmayın, üzülmeyin. Biraz büyüyünce size hak verecektir. Yeter ki, endişelenmeyin, paniklemeyin.
Paylaş