Paylaş
Oğluma sordum, bu hafta senin haftan.12 yaşında genç bir delikanlısın! Büyüklerin yerinde olsan neleri değiştirmek isterdin?
Cevabı çok basitti: Büyükleri!
Haklıydı.
Çocukları okula göndermeyip, çalıştırıp elindeki avucundakini almıyor muyuz?
Daha regl olmamış 12’sindeki kızları koca evine gönül rahatlığıyla götürmüyor muyuz?
Bu çağda hala kız bebek geldi diye onlara arkamızı dönenerek, erkek olsun diye yıllarca beklemiyor muyuz?
Zayıf not alan çocuğumuzu arkadaşlarıyla kıyaslayıp, yargılayıp, hatta küçümsemiyor muyuz?
Kendi egomuzu tatmin etmek, yapamadıklarımızı yapmak için onları eğlenceden, oyundan yoksun bırakarak o dershane senin bu özel ders benim ellerinden tutup koşturmuyor muyuz?
En güzel çağında onları yaşıtlarından uzaklaştırıp testleri başına yığmıyor muyuz?
Hala sözlü, fiziksel şiddet uyguluyor, bununla yetinmeyip taciz etmiyor muyuz?
Horlama, eziyet, dayak ilk başvurduğumuz ceza yöntemleri değil mi?
Sokakta, araba tamircilerinde, konfeksiyonlarda hala küçük çocukları çalıştırmıyor muyuz?
Engelli çocukları zincire vurup, dört duvar arasında utanarak saklamıyor muyuz?
Bunlara daha birçok madde ekleyebiliriz.
Hiç değilse bugün dünyaya getirdiğimiz çocuklarımıza bir bakalım.
Onların da onuru, gururu var.
Çok küçük oldukları için kendilerini savunamıyorlar.
Ama, ilgisizlikten sıkılıyor, bunalıyorlar.
Eğlenmek, oynamak istiyorlar.
Doğal besinler yemeyi, temiz havada koşup oynamayı hayal ediyorlar.
Akranlarıyla bir arada olmayı, sağlıklı koşullarda yaşamayı arzuluyorlar.
Yaşının üzerinde sorumluluk almayı, küçük omuzlarında daha fazla yükü taşımayı istemiyorlar.
Gökyüzünü uçurtmalarıyla renklendirmek, sokakları kahkalarıyla doldurmak istiyorlar.
Bırakın gözlerinde ışıltı, yüzlerindeki gülümseme eksik olmasın
Sınırlı koşullarda yaşasınlar ama sevgiden yoksun kalmasınlar.
Çocuk Bayramı kutlu olsun.
Paylaş