Paylaş
Okuma-yazma bile bilmiyorlar ama akıllı cihazlar ellerinden düşmüyor. Onlar televizyonu bile dokunmatik sanan kuşak.
Salondaki kanepeye tırmanıp oturmuş, kucağındaki bilgisayara odaklanmış Çınar Kaplanseren. Şu an favori oyunlarından Machine World’de yeni bir rekor kırma peşinde. O da ne! Bir süre sonra oyundan sıkılıp biraz internette takılmaya karar veriyor. Sevdiği sitelerin birinde bir çizgi film izliyor. İngilizce olması da onu hiç yıldırmıyor.
Çınar henüz 4 yaşında ve e-kuşağının tipik bir örneği. Birçok akranı gibi tablet, PC, akıllı telefon, kısacası tüm yeni teknoloji ürünlerini kullanmakta pek mahir. Bu neslin çocukları daha doğumundan itibaren çeşit çeşit ekran, tablet, bilgisayar, akıllı telefonla çevrili bir ortama giriyor. Henüz doğru dürüst konuşamadan akıllı telefon kullanmada ustalaşıyorlar. Avrupa’da durum daha da çarpıcı: Le Nouvel Observateur dergisinin haberine göre, Fransa’da ilkokul çocukları günde ortalama dört saatlerini bir ekran başında geçiriyor, kendi cep telefonlarından günde 85 kısa mesaj atıyor.
Çınar’ın teknoloji merakında babasının da parmağı var. Erdal Kaplanseren (35) PCNet dergisinin yayın yönetmeni, bu sebeple evleri sürekli bir teknoloji bombardımanı altında. Çınar da 2 yaşından beri iPhone kullanıyor. Önceleri babasının iPad’iyle oynayan Çınar’ın artık kendi cihazı var. Bilgisayar kullanıyor ve Youtube’da dolaşmayı seviyor. Şimdiden bazı alışkanlıklar da geliştirmiş: Mesela dokunmatik klavye seviyor. Bu sebeple televizyonu da dokunarak yönetme eğilimi var. Zaten babasına göre okumayı da kağıt kalemle değil, klavyeyle öğrenecek.
Bu çocuklar öğretmeni zorlar
Erdal Kaplanseren, Çınar’ın oyun konusuna kendisinden daha hakim olduğunu söylüyor: “Bir bakıyordum yeni oyunlar yüklenmiş iPad’ime. Hatta oynadığım oyunlarda rekorlar kırılmış. Uygulamalarla İngilizcesi de gelişti. Renkleri ve rakamları İngilizce söylüyor.”
Kaplanseren zararlarını en aza indirmek için sınırlı ama etkin kullanım öneriyor: “Günde üç kez ve en fazla bir saate kadar oynuyor. Hiç asosyal bir çocuk değil. Tek başına eğlenebilen bir çocuk ama arkadaşlarını tercih ediyor.” Erdal Kaplanseren’a göre en zor görev öğretmenlerde: “Bu teknolojiler Türkiye’de de giderek yaygınlaşıyor. Çocuklar bu cihazlara öğretmenlerinden daha hakim. Öğretmen ve öğrenci arasındaki denge gittikçe bozuluyor.”
Bir bakışta şifreyi ezberledi
Derin Akpolat ise 5 buçuk yaşında. iPhone, iPad ve laptop’u elinden düşürmüyor. Annesi Denise Akpolat (41) başta kızının teknolojik aletlerle haşır neşir olmasına karşıymış. “3 yaşına geldiğinde pes ettim. Şimdi belli kurallarımız var: Her gün okuldan sonra yarım saat oynuyor. Paralı oyunları indirmesi yasak. Ama bir gün şifremi girerken beni izledi. Ay sonunda 20 dolarlık fatura gelmesin mi! Meğer o bir bakışta şifreyi ezberlemiş.” Ama en ilginci Derin’in bu sayede müzikle kurduğu ilişki: Annesinin iPod’undan İtalyanca şarkıları ezberliyor. Bir gün ‘O Sole Mio’yu söylemeye başlayınca annesini iyice şaşırtmış.
Feray Aydın Özdemir (30)’in oğlu Kuzey Özdemir 3 yaşında. Bir buçuk yaşından beri akıllı cihaz ve bilgisayarda oyun oynuyor. Otomobil yarışı ve balon patlatmaca en sevdiği oyunlar. Youtube’dan video izleyip teyzesinin Twitter’ından paylaşıyor. İngilizce sayı saymayı ve harfleri internetten öğrenen Kuzey, laptop’tan oyun açıyor. Baby TV’de izlediği klipleri Youtube’da buluyor. Tabii bazı endişeleri var Özdemir’in: “Geçen gün Facebook sayfam açık kalmış, arkadaşlarımın duvarlarına saçma sapan harfler yazmış. Şimdi daha tedbirliyim bu konuda.”
Teknoloji hayatlarının merkezine oturmasın
Uzman Pedagog Nilçin Doyran Bengisu, bu konuda ebeveynlere uyarıda bulunuyor:
“Çocukları oyalamak adına televizyon karşısında yemek yedirmek, ağladığında eline telefon vermek ya da bilgisayar başında saatler geçirmesine göz yummak en yaygın hatalar. Okul öncesi dönem çocuğunda mutlaka saat kısıtlaması yapılmalı. Ayrıca ortamı teknolojik aletlerle çevrelemek yerine ebeveynler çocuklarıyla birebir zaman geçirmeli, sosyal ortamlar yaratmalı, kütüphane ve müze gezmeli. Ebeveynlere 3 yaşına dek çocuğu teknolojiden mümkün olduğunca uzak tutmalarını tavsiye ediyorum.”
Hürriyet / Ceren Arseven
Paylaş