Paylaş
Çocukların önemli gelişim basamaklarından biri olan sosyalleşme en az diğer gelişim alanları kadar önemlidir. Çocuğun doğduğu günden itibaren çevresindeki kişilerle iletişime geçme çabası, sosyalleşmenin ilk adımları olarak kabul edilebilir. Bebeklik ve ilk çocukluk dönemlerinde çocuk çevresindeki yetişkinlerle iletişime geçerek onların sosyal dünyasını anlar. Böylece çocuk model aldığı yetişkinlerin davranışlarını taklit ederek öğrenmeye de başlar. Çocuğun okula başlaması ile birlikte çocuğun sosyal çevresi de değişir artık akran grupları önem kazanır. Okul öncesi yıllar, çocuğun hızla sosyalleştiği bir dönemdir. Çocuk ilk defa ebeveynden farklı bir ortamda öğrenmeye hazırdır ve bağımsızlaştığını adeta ispatlar.
Değişen günümüz koşullarında teknolojik aletlerin yoğun kullanımı, apartman yaşantısı, park ve bahçelerin yetersizliği çocukların sosyalleşmesine engel olarak onları yalnızlığa itmektedir. Bu durumda ebeveynlere çocuklarının sosyalleşmesi için çok iş düşmektedir. Ebeveynler çocuklarına ev dışında yaşına uygun farklı sosyal çevreler yaratmalı, sinema ve tiyatroya götürmeli, sosyal gelişimini destekleyici oyun ve oyuncaklara yer vermeli, oyun gruplarına katılması veya okulöncesi bir kuruma başlaması sağlanmalı. Boş zaman etkinliklerine yer vermeli, çocuğun yetenek ve ilgisini ön plana çıkaracak ortamlar yaratmalı, aşırı koruyucu ya da aşırı baskıcı bir tutum izlememelidir. Aşırı koruyucu ya da aşırı baskıcı tutum sergileyen ailelerde, çocukların öz güvenleri düşüktür ve bu çocuklar anne babaya bağımlı bireylerdir. Dolayısıyla çocuğun sosyal ilişkileri de kısıtlı kalacaktır.
Çocuğun ilgi ve yeteneğine göre boş zaman etkinlikleri yaratılmalı. Spor aktiviteler, müzik ve enstürman çalma, kitap okuma, doğayı tanıma, resim yapma gibi etkinlikler bir yandan çocuğun sosyalleşmesini sağlarken bir yandan da fiziksel, bilişsel ve duygusal gelişimini de destekleyecektir.
Paylaş