Paylaş
Montessori Yöntemi, günümüzde birçok ülkede okul öncesinde ve ilköğretimde uygulanıyor. Bu yöntem, klasik okul müfredatını takip etmek yerine çocukların ilgi, dikkat ve öğrenme deneyimlerine olanak sağlayarak farklı bir metot izliyor. İşte bu farklı yöntemin ayrıntılarını, Uzman Pedagog Nilçin Doyran Bengisu anlatıyor.
Montessori Yöntemi; çocuk merkezlidir, çocuğun gelişim sürecinde bireysel deneyimler ile öğrenmelerini desteklerken yetişkinler sadece çocuğun önündeki engelleri kaldırarak onların ihtiyaçlarını karşılarlar. Her çocuğun kendine özgü bir birey olduğu ve her çocuğun farklı öğrenme kapasitesi doğrultusunda öğrendiği kabul edilir.
Montessori Yöntemi’nde, sınıflarda farklı yaş gruplarından çocuklar vardır. Böylece çocukların birbirleri ile etkileşime girerek farklı deneyim kazanmalarına olanak sağlanırken, sosyal gelişimleri de desteklenmiş olur. Çocuklar, sınıflarda ve okulda istedikleri gibi dolaşabilirler. Çocuğun istediği etkinliği seçebilmesi, o deneyimi tekrar tekrar yaşaması için ortam hazır bulunur. Bu durum çocuğun öğrenme isteğini, kendi deneyimi ile öğrenmesini amaçlar. Çocukların, bağımsız hareket etmeleri ve isteklerini özgürce gerçekleştirmeleri sağlanırken bunlar belli sınırlar ve sorumluluklar içerisinde desteklenir. Okulda, sınıflarda her çocuğun kendi alanı vardır ve o alan içerisinde bir başkasının haklarına saygı duyup, öz denetimini sağlaması hedeflenir.
Montessori, çocukların ilgi ve eğilimlerinin farklı aşamalardan geçtiğini söyleyerek bunları “kritik dönemler” olarak adlandırmıştır. Bu dönemde çocuk, yeni şeyler öğrenir, yeni deneyimler edinir. Bu da beyninin farklı fonksiyonlarını geliştirir. Ebeveynler ve eğitimciler, bu kritik dönemleri çok iyi tespit edip çocuğa olanak sağlamalıdırlar. Ayrıca atılacak her adım, yeni öğrenme deneyimlerinin kazanılmasına olanak sağlayacaktır.
Paylaş