Paylaş
Cemal Toktaş, Nergis Öztürk ve Yeliz Kuvancı'yı bir araya getiren, son yıllarda artan boşanma konusuna değinen “Böyle Bitmesin”, her bölüm verdiği farklı mesajlarla izleyicinin sevgisini kazandı. Başrol oyuncularından Cemal Toktaş ile merakla takip edilen dizinin ayrıntılarını ve kendisi hakkında bilinmeyenleri konuştuk.
Öncelikle Böyle Bitmesin dizisine nasıl dahil oldunuz, ilginizi çeken ne oldu?
Senaryoyu okuduktan sonra yapımcımız ve senaristimizle görüştük. Proje çok değişik geldi. Yusuf karakterini de sevdim ve sonra kendimi projenin içinde buldum.
Her bölüm farklı bir hikaye ekrana taşınıyor, dizinin arka planında nasıl bir çalışma var?
Dizinin arka planı tam bir takım oyunu. Gerçekten çalışırken çok eğleniyoruz. El birliğiyle güzel bir iş çıkarmaya çalışıyoruz. Her bölüm yeni oyuncuları misafir etmek ve onlarla oynamak da büyük şans benim için.
“Her evlilik ikinci bir şansı hak eder” sloganıyla başladı diziniz ve boşanmalar çıkış noktası oldu. Sizin boşanmalara bakış açınız nasıl?
Problemin gerçek sebebini görebilmek için bazen pire için yorgan yakılabiliyor sanırım. Bitmesiyle ilgili karar genelde bir kızgınlık ya da kavganın ardından alınıyor. Ayrılık kararı çok mühim bir karar, sakin kafayla çok iyi düşünülmesi ve şans tanınması gerektiğine inanıyorum.
Siz kendinizi evliliğe yakın hissediyor musunuz?
İnanın bilemiyorum.
Kalabalık aile sever misiniz peki?
Evet, çok severim zaten aile deyince kalabalık olur gibi geliyor bana. Benim ailem kalabalık olduğu için de böyle düşünüyor olabilirim.
Çocukken de oyuncu olacağınızın sinyallerini veriyor muydunuz, aileniz neler anlatıyor?
Çevremde olanları çok iyi gözlemlediğimi ve çok iyi bir dinleyici olduğumu söyler ailem.
Oyunculuğa nasıl adım attınız?
Ortaokul ve lise yıllarımda okul tiyatrosunda görev aldım. İlk defa ilkokul mezuniyetinde arkadaşlarla çeşitli skeçler hazırlayıp sahneye koyduk. Profesyonel olmasa da, oyunculukta ilk adım buydu diyebilirim. Tiyatronun içinde olmaya devam etme isteğimden emin olunca sınavlara hazırlandım ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarına girdim. Sonra da profesyonel hayata geçiş yaptım.
Aileniz oyunculuğu seçme konusunda size nasıl tepki verdi?
Sağ olsunlar, her zaman desteklediler. En fanatik takipçim onlar aslında.
Oynadığınız herhangi bir karakterden çok etkilendiğiniz oldu mu?
Oyunculuk da diğer meslekler gibi bir meslek. Amacım bana verilen işi en iyi şekilde yapmaya çalışmak oluyor öncelikle. Oynadığım rollerin hepsinde ayrı ayrı beni etkileyen özellikler var. Ama birini diğerinden önde tutmak pek mümkün değil. Sadece güncel olarak oynadığınız rol o süreçte size daha yakın geliyor. “Az görüştüğünüz, her gün görüştüğünüz ya da hiç görüşemediğiniz ama hepsini aynı derecede sevdiğiniz arkadaşlarınız yok mudur?” onun gibi aslında…
İşinizde ne kadar seçici davranabiliyorsunuz, kendinize bu özgürlüğü tanıma şansınız var mı?
Bugüne kadar seçici davranmaya çalıştım, istemediğim bir işte yer almadım. Bundan sonra da olmaz umarım. Özgür olmanız şartlara bağlı gibi görünse de biraz kişinin bakış açısıyla ilgili aslında. İstediklerinizi yapabilmeniz için bazı şeylerden vazgeçebiliyorsanız özgürlük duygunuz artıyor.
Ünlü olduktan sonra hayatınızda neler değişti?
İnsanların yolda gördüklerinde tanımaları ve sohbet etmeleriyse ünlü olmak bu güzel bir şey. Hayatımda televizyonda görünmeden önce olmayan tek şey bu. Tek değişiklik bu. Bende değişen hiçbir şey yok.
Sizi magazinde pek görmüyoruz, oyunculuk dışında neler yapıyorsunuz?
Kendime vakit ayırmaya çalışıyorum. Arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. Ufak seyahatler beni çok mutlu eder.
Paylaşımlarından dolayı Cemal Toktaş’a teşekkür ediyoruz.
Röportaj: Nilay Uzun İnan
Paylaş