Bu hafta da böyle olsun!

Son birkaç haftadır yazamadım çünkü ufak tefek ama beni hem fizyolojik hem de psikolojik etkileyen rahatsızlıklar geçirdim. Bu yüzden bu hafta hayati tehlikesi olmayan hastalıklarımdan ders çıkararak şu geri kalan ömrümüzün tadına varmaya yönelik birkaç bir şey yazmak istedim.

Tüm bunların yanında özellikle benden büyükler bana gülecek eminim ama 12 Mayıs’ta 30 yaşına girecek olmamın da biraz sendromunu yaşıyorum sanırım. Bu yüzdendir biraz da “Bu hayatın tadını çıkaralım, ne kaldı ki şunun şurasında, bir kere dünyaya geliyoruz” demeler.
Öncelikle Hürriyet Aile’de o kadar fazla sağlık haberi girdim ki ama bir yerde bu işi yaparken otomatiğe bağlıyorsunuz yani başınıza da gelmediyse o hastalığın ayrıntısı sizi çok ilgilendirmiyor, editliyorsunuz, sadece o an merak ediyor ama kafanızdan siliyorsunuz. Ama ne önemliymiş şu sağlık, derlerdi de anlamazdım. Hayat boş, en kısa zamanda kendinizi mutlu edecek bir liste yapın ve kararlarınızın arkasında durun! Mesela;

• Kendinize koyduğunuz bazı sınırlardan, ön yargılardan, takıntılardan kurtulun!
• İmkanınız oldukça gezin! Geleceğe yatırım yapalım elbette ama bu yaşlara geri dönülmüyor, hayalinizde gitmek istediğiniz yerleri ertelemeyin!
• Bahar geç geldi ama sonunda geldi açık havada bol bol spor yapın! Üşenmeyin, bakın nasıl da iyi gelecek!
• Kendinize fobi değil hobi edinin!
• Beslenmenize çok dikkat edin, kiloluysanız kilo verin! Kendini enerjik ve güzel hissetmek her şeyin ilacı!
• Hem özel hayatta hem de iş hayatında mükemmeliyetçi olmayın! Unutmayın, dünyayı siz kurtarmıyorsunuz!
• Her sabah uyandığınızda şükredin ve gün içinde bol bol gülümseyin!
• Daha pozitif ve sevecen olun; hem kendinize hem hayvanlara hem de insanlara karşı!
• Hayatı dolu dolu ama biraz yavaş yaşayın, stres her şeyin düşmanı!