Bu cennet noktaların hepsi bizim

Biz her ne kadar Türkiyemize çok iyi bakamasak da o kendini korumasını çok iyi biliyor. Ne yazık ki her geçen gün denizlerimizdeki kirlilik, bakir yerlerdeki insanların sayılarının fazlalığı, vasıflı eleman eksikliği artıyor ama bu, ülkemizdeki cennet noktaları sevmemize engel olamıyor.

Gezmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi seven biri olarak, belki birçoğunuzun çok iyi bildiği belki de ilk defa benden duyacağı keyifli vakit geçirmenizi sağlayacak 4 tatil noktasına değineceğim. Bahsedeceğim tatil beldelerinden haberdar olabilirsiniz ama orada gezilecek yerler adına nokta atışı yapmak en büyük dileğim.

Çocuklar gibi şen, Türk filmi tadında bir tatil!

Muğla’ya bağlı Gökova Körfezi’nde yer alan Akbük Koyu tam bir cennet! Buraya; tenha, muhteşem denize ve koylara sahip, hoş bir mimari sunan, çarşısında Türk filmlerindeki manzarayı size yaşatan el arabasıyla gezen dondurmacılar, pamuk helvacılar, Osmanlının geleneksel şekeri macunu satan satıcılarla dolu minik kasabamız Akyaka’dan kalkan teknelerle ulaşabilirsiniz. Akbük Koyu’nda isterseniz pansiyonda, isterseniz şık bir butik otelde konaklayabilirsiniz.

Denizi soğuk ve dalgalı, sahili palmiyelerle çevrili bu cennet yer adeta Karayipler’i andırıyor. Gündüzleri doğa harikası koylara düzenlenen turlara katılmak, akşamları rakı-balık keyfi yapmak, gece yarısı fazla müzik sesi duymamak sadece sahilde uzanıp yıldızları seyre dalmak, sabah-akşam aynı kıyafetlerle takılarak rahat bir tatil geçirmek istiyorsanız Akyaka ve Akbük Koyunu sizlere tavsiye ederim. Ayrıca burada Keramos kalıntılarını ve Karia Antik Kentini gezebilirsiniz. Yemek konusuna gelince en iyi balık restoranları için Azmak Çayı etrafındaki yerleri tercih edebilirsiniz. 

Kahvaltının tek adresi: Bi Lokma, nam-ı diğer Mama’s Kitchen!

Sırf kahvaltısı için bile Kaş’ta yer alan Bi Lokma’ya, İstanbul’dan kalkar giderim! Aslında Kaş’a gitmek için sebep çok biliyorsunuz ki, hangi birini sayayım; Kaputaş Plajı’ndan mı yoksa Patara’dan mı; Limanağzı’ndan mı yoksa Kekova Bölgesi’nden mi; Antik Kenti’nden mi yoksa Saklıkent Kanyonu’ndan mı bahsetsem bilemedim ama gelin biz sadece yazın artan iştahımıza yarayacak yemeklerden konuşalım! Kaş’ta akşam yemeği için Nereid Meyhanesi’ni ve kahvaltı için ise Bi Lokma-Mama’s Kitchen’ı tek geçerim! Nereid’e ilk gittiğimde (Gezi olaylarından sonra) çalışanların üzerinde “Her yer Taksim, her yer direniş” yazan tshirtleri görür görmez kanım kaynadı.

Mezeler, müzikler ve rakı soslu levreği - tekila soslu çuprası - romlu deniz levreği muhteşem! Gelelim Bi lokma’ya… Kaş’ta Küçük Çakıl Plajı’na doğru giderken yokuş üzerinde kalan, kapısında minik lokma arabası bulunan, Kaş’ı kucaklayan manzaraya sahip bu yerde kahvaltı anlatılmaz yaşanır aslında. Zaten tek bir kahvaltı mevcut, içerisinde yok yok, “anne böreği” leziz mi leziz! Akşam da hizmet veriyormuş, mezeleri de çok meşhurmuş ama kahvaltıyı mutlaka deneyin, pişman olmayacaksınız.

Saklı kalmış bir cennet: Faralya!

%100 huzur garantili, kişiye özel tatil burada! Fethiye şehir merkezinden dağlara doğru uzanan bir yolculuğa hazır mısınız? Faralya, dağlık bir bölgede, yeşillikler arasında saklı kalmış bir cennet! Kamp hayatı ve iddia ediyorum dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş şık butik oteller bu doğa harikası yerde!

Hele Faralya’nın sonundan, denize doğru indiğinizde sizi karşılayan masmavi suya sahip Kabak Koyu yok mu, insanın ömrüne ömür katıyor. Kabak Koyunun hemen önünde yer alan bungalow odalarda kamp hayatı yaşayabilirsiniz. Plaj ve huzur bedava  Sizi huzursuz edecek tek bir yurdum insanı yok. Burada neler mi yapabilirsiniz? Denizin tadını burada çıkarın. Cennet Koyu ve Kelebekler Vadisi’ni tekneyle gezin. Likya yolunda yürüyüş yapın. Kabak Koyuna karşı manzaraya sahip otellerin birinde yoga yapın. Bu manzaraya karşı gün batımını yaşayın. Köyden organik yiyeceklerden satın alın. Arılarıyla meşhur Faralya’dan özellikle bal almadan dönmeyin.

Gelelim yoga hizmeti veren, bol manzaralı butik otellere… Her sene evlilik yıldönümümüzü burada geçirmeyi tercih eden biz Perdue, Nautical ve Lissiya Otellerinde konakladık. Üçünün de ortak özellikleri beş yıldızlı otellerden daha konforlu oluşları. Perdue ve Nautical yan yana kardeş oteller, sahipleri aynı kişi. İster Perdue’de, ister Nautical’da vakit geçirebiliyorsunuz. Odalar farklı ama manzara, konfor, deniz hepsi aynı. Bu oteller denize sıfır öyle bir avantajı da var. Dilerseniz çeşitli aktivitelere de katılabilirsiniz. Yamaç paraşütü, gulet turu, yoga, jeep safari, trekking, dalış gibi… Şahane bir koya karşı salıncakta kestirmek, hamakta kitap okumak hatta sadece manzaraya bakmak bile yeterli.

Buralarda akşam yapacak hiçbir şey yok, zaten dağlık yollarından dolayı otellerden dışarı çıkmak biraz zor. Bu yüzden tek şansınız otelde yemek yemek. Bu iki otelde de balık ve deniz ürünleri şahane! Kahvaltı muhteşem! Lissiya Hotel ise denize tepeden bakıyor. Burada kendinizi cennette hissettirecek bir manzara var, gerçekten inanılmaz! Büyük balkonlarıyla dikkat çeken odaların hepsi deniz ve orman manzaralı. Faralya’da eşsiz bir tatilin tadını çıkarmaya hazır olun. 

Turistlerin bile keşfettiği ama bizim hala keşfedemediğimiz minik kasabamız: Şirince!

Maya inanışına göre 21 Aralık 2012 tarihinde gerçekleşecek olan “kıyamet”te ayakta kalacağı iddia edilen Şirince’yi bilirsiniz. Selçuk ilçesine bağlı Şirince’ye, Selçuk’tan 8-10 dakikalık, dağın tepesine doğru, virajlı bir yoldan ulaşabiliyorsunuz. 19. yüzyılda Rum kasabası olan Şirince o havayı hala taşıyor. Beyaz şirin evleri, yokuşlu dar sokakları ve kendine has lezzetleriyle meşhur Şirince’den kabak çiçeği dolması yemeden, karadut şurubu içmeden (ben beğenmedim ama pek sağlıklıymış), şarap ve zeytinyağı almadan dönmeyin.