Paylaş
Hayatımızın artık bir parçası haline gelen akıllı cihazların akıllı kullanımı büyük önem taşıyor. Sadece çocukları ve gençleri etkilediğini düşündüğümüz teknoloji, her yaştan kişi için önemli bir tehdit unsuru olarak karşımıza çıkıyor.
Yeni dijital teknolojilerin problemli kullanımı bir müddet devam ettiği zaman dijital bağımlılığa dönüşebiliyor. Bağımlılığa dönüşmeden önce uzun yıllar problemli, sorunlu ve hatalı kullanım yani kötüye kullanım söz konusu oluyor. Bunun arkasından bağımlılık haline geliyor.
Beklenmeyen ödül, beyni en çok uyarıyor
Teknolojik cihazlar özellikle iletişim kurmada büyük kolaylıklar sağlıyor. Özellikle insan ilişkilerine çok hız kazandırıyor. Kişi kendi güvenli ortamında ama çok güvensiz bir şekilde her türlü bilgiye ulaşabiliyor. Bu teknolojiler merak ve hayret duygusuna hitap ediyor. İnsandaki merak ve hayret duygusu da ödül ve ceza sistemi ile ilgili. İnsanın beyninde ödül uyandıran şey, beklenen ödüller değil, beklenmeyen ödüller. Beklenmeyen ödüller beyni en çok uyarıyor. Beklenen ödüller beklenmeyenler kadar haz vermiyor.
Bağımlılık, ödül yetmezliği sendromu olarak adlandırılıyor
Yeni teknolojiler ve dijital medya da insan beyninin bu özelliğini çok yoğun şekilde kullanıyor. Daha önceleri haftada bir kez sinemaya gidildiğinde bir veya iki defa yaşanabilecek bu durum şimdi her gün hatta her an oluyor. Akıllı telefonu açıyorsun ve istediğin her an her yerde beynine ödül veriyorsun. Bunların hepsi davranışsal bağımlılıktır. Beynin ödül ve ceza sistemi bozuluyor. Bağımlılıklara genel olarak artık ödül yetmezliği sendromu deniyor yani beyin ödüle doymuyor. Böyle durumlarda uyuşturucu da aynı şeyi yapıyor, bilgisayar oyunları da aynı şeyi yapıyor, filmler de aynı etkiyi yapıyor.
Teknoloji mi bizi kullanacak yoksa biz mi teknolojiyi kullanacağız?
Bireyin teknolojiyi yönetmesi gerekiyor. Teknoloji kişiyi yönetirse kişinin hayatı mahvoluyor. Kişide zaman yönetimi diye bir şey kalmıyor ama kişi teknolojiyi yönetirse ona hâkim oluyor. Burada önemli soru şu: Teknoloji mi bizi kullanacak, yoksa biz mi teknolojiyi kullanacağız? Şu anda kötüye kullanım ve bağımlı olan kişilerde teknoloji bu insanları kullanıyor yani teknoloji özne, bağımlı olan insanlar nesne. O yüzden biz öznesi olmaya çalışacağız, nesnesi değil. Yönetilen değil, yöneten olacağız.
Teknoloji ödül ya da tehdit gibi kullanılmamalı
Dijital bağımlılığın tedavisinde kişiye psikoterapi tarzında bilinçli kullanma öğretilir. Bir davranış çizelgesi tutuluyor. Özellikle ergenlikte bir saat kullanıyor, verilen kurallara uyuyor ve bir artı alıyor. Belli bir sayıya ulaşınca taburcu oluyor. Bunu öğrendiği zaman ve evde de anne ve baba da bunu uygularsa çocuk düzeliyor.
Teknoloji kullanımının küçük yaşlardan itibaren kontrollü bir şekilde sınırlama yapılarak öğretilmesi gerekiyor. Teknoloji kullanımı özellikle 0-3 yaş arasında kesinlikle tavsiye edilmiyor. Yemek yedirirken ya da ödül gibi kullandırmayı asla önermiyoruz. Tehdit unsuru olarak kullanma, tutturduğu zaman verme gibi hatalı davranışları yanlıştır.
“Dur, düşün ve eyleme geç” ilkesi kullanılmalı
Bireyin bağımlılıklarıyla mücadelede “dur, düşün ve eyleme geç” ilkesini kullanması gerekir. Beynin ön bölgesi ‘Dur, düşün ve sonra yap’ der. Beyne o eğitim verilmeli. İnsanın beynini kullanmasını öğrenmesi önemlidir. Kişi kendi kendini kontrol etmeyi başarabilir ancak kişi bunu başaramıyorsa o zaman bir uzman yardımı alınmalıdır. Çocuklara bilinçli kullanımı öğretmek, dijital okuryazarlık öğretilmeli. Çocuk anne ve babasını model olarak alır. Anne ve baba ne yapmışsa çocuk çoğu zaman onları taklit ediyor.
Paylaş