Paylaş
İdeal anne ve baba olmanın tanımını sosyolojinin kurucusu kabul edilen İbn-i Haldun “En iyi çocuk nasıl yetiştirilir?” sorusu üzerine şöyle yapıyor: “Çocuğunuzu yetiştirmek için özel bir modele lüzum yok. Siz nasılsanız, çocuğunuz öyle yetişir.”
Gerçekten bu kural halen geçerlidir. Pedagojist kitaplarının kapağında anne ve yavru yengeç vardır. O sembol olarak şunu ifade etmektedir: Yengeç yan yan yürür, yavru yengeç de yan yan yürür. Çocuk anne ve babanın söz dilini değil, davranış dilini ve hal dilini örnek alır.
İdeal bir anne ve baba olabilmek için üç önemli kural vardır. Çocuk üç şeyi örnek alır: Anneyi örnek alır, babayı örnek alır, bir de anne ve babanın ilişkisini örnek alır. Çocuk bununla hayatı tanır. Ailenin içi, güvenli bir alan olduysa burada annenin çocukla ilişkisi iyi olabilir ama anne baba ilişkisi kötüyse, çocukla babanın ilişkisi kötüyse çocuk sadece anne ile özdeşim kurar.
Erkek çocuk sadece anne ile özdeşim kurarsa, anne de erkek karşıtı bir anneyse çocukta cinsel kimlik sorunları çıkma ihtimali artıyor. Ya da tam tersi oluyor. Kız çocuk babayla özdeşim kuruyor, anne soğuk mesafeli kız çocuğunda bu sefer erkek kimlik özellikleri daha çok ön plana çıkıyor. Bunların hepsi özdeşim kurmayla ilgilidir ve nörobilimin ortaya çıkarttığı bir gerçek var.
0-3 yaş arası dönem çok önemli
Çocuğun davranışsal öğrenmeleri küçük yaşta olur. Bu nedenle 0-3 yaş çok önemlidir. Biz 0-6 diyorduk şimdi yeni literatür 0-3 diyor. O dönem anne rolü, baba rolü çok önemlidir. İdeal anne, ideal baba böyle durumlarda çok önemlidir.
Terk edilen çocuklar gelişmiyor
Literatüre girmiş yine bir vaka var. Özellikle bakımevlerine verilen, terk edilen çocuklarda görülüyor. Bu çocuklarda her gün bakıcı değiştiği için anne rolü yok, baba rolü yoktur. O çocuklar güvenli ilişki kuramıyorlar. Hayat güvenli değildir diyorlar. Beyinleri stres hormonunu fazla salgılıyor. Stres hormonu da büyüme hormonunu baskılıyor ve çocuklarda ani ölümler oluyor. Boyları kısa kalıyor ve gelişmiyorlar.
O nedenle yaşamın ilk üç yılının önemi büyük. Kadında bulunan ve “annelik hormonu” da denilen oksitosin hormonu, çocuk ve anne arasında bağlanma sağlıyor. Bu dönemde anne yerine bakım veren kişiyle ilişki de çok önem kazanıyor. Şu anda mesela bu Kuzey Avrupa ülkelerinde anne yerine bakım veren denilmeye başlandı çünkü o kadar çok annesiz, babasız çocuk yetiştiği için bununla ilgili çalışmalar orada çok yapılıyor.
Çocuğa güvende olduğu mesajı verilmelidir
Bebek açısından bir kişiyle kararlı, tutarlı, devamlı, güvenli ilişki gerekiyor. Yani sık sık bakıcı değiştirilmesi bebekte güven duygusu oluşturmuyor. Hayat güvenli değil diyor çocuk. Çocukta güven duygusu oluşursa merak ve hayret duygusu ikinci aşamada gelişiyor. Ondan sonra hayatı keşfetmeye başlıyor. Bireye önce güven duygusu lazım, ondan sonra öğrenme başlıyor. O nedenle anne ve babalık rollerinde çocukta güvenli alan, ortam oluşturmak önemlidir.
Sevgi olduğunda korku azalıyor
Çocuğa “Hayat güvenli, ev güvenli, sen benim için değerlisin” mesajının verilmesi önemlidir. Onun için biz bir slogan öneriyoruz: “Sev, değer ver, paylaş.”
En önemli şey sevgi çünkü sevgi olduğu zaman, korku azalıyor. Korku azaldığı zaman da güven artıyor. Değer verildiği zaman da çocukla ailesi arasındaki bağ kuvvetleniyor. Çocuk gelişiminde bu üç kelimeyi slogan yaparsak, çocukta hem duygusal beceri gelişir hem sosyal beceri gelişir hem de kendi benlik saygısı olan bir çocuk yetişir. Annelik babalık bu nedenle çok büyük sorumluluk isteyen bir iştir. Annelik ve babalık kitaptan değil, yaşanarak öğreniliyor.
Paylaş