Paylaş
İnsan sınır koymayı sonradan öğreniyor
Bu becerinin öğrenilmesiyle ilgili birçok genetik çalışma bulunuyor. Hayvanlarda hayır demekle ilgili sınırlar genetik olarak kodlanmış. Bir hayvanın doğar doğmaz kendi güvenlik alanı vardır. Güvenlik alanı içerisinde idrarla işaretleme yaparlar. Örneğin, aslan, kaplan ve köpek gibi hayvanlar o alana gireni düşman görürler. O alandan uzaklaştırırlar. Hayvanların yakınlarıyla ilişkileri ve yabancılarla ilişkileri, hayır deme tepkileri farklıdır.
Hayvanlardan farklı olarak insan çocuğu, sonradan öğreniyor. Genetik olarak insanda bu özellik yok. Yani diğer canlılar yaratılıştan öğrenmiş olarak doğuyor ama insan öğrenmek üzere doğduğu için bunları sonradan, aile içinde öğreniyor. Hatta medenileşmenin ilk işareti komşuyla kendi arasında çit yapmak. Yani kendi sınırlarıyla başkasının sınırlarını belirleyebilmek. Sosyal bilim açısından bu çok daha önemli.
Yaşam bir seçim, hayat bir tercihtir
Hayır deme becerisinin öğrenilmesi gerekli. Kişinin yetiştiği ortam önemlidir. Çocukluk çağı travmaları ve yaşantıları önemli veya o kişinin değişime ve yeniliğe açık olup olmaması önemli. Kişinin kendini sürekli geliştirme içinde olup olmaması da öyle. İnsan, hayatı boyunca pek çok konuda karar vermek zorunda kalıyor. Böyle durumlarda ‘Evet, hayır, uygun, uygun değildir, güvenli, güvenli değildir’ şeklinde karar veriyoruz. Yaşam bir seçimdir. Hayat bir tercihtir… Aslında yaşam bir seçim, hayat bir tercih. Her dakika, her saniye onlarca tercih yapıyoruz, onlarca karar veriyoruz. Her karara evet diyebilmek veya her karara hayır diyebilmek mümkün değil, doğru da değildir. Önemli olan seçici olmak ve doğru kararı verebilmektir.
Stresi yönetmek için hayır diyebilmek gerekir
Günümüzde stres 100-200 yıl önceye oranla çok daha fazla yaşanıyor. Hayır diyebilme, stres yönetiminin de bir gereğidir. Hayır diyebilme kişilik gelişiminin bir gereğidir. Hayır diyememe bazı insanlarda zayıftır. Bazı insanlar her şeye önce hayır derler ondan sonra dinlerler. Aslında bu tip insanların hayır demesi, ‘Bana bir zaman tanı’ anlamına gelir. Bu insanlar iletişimde çok hata da yaparlar. Yanlış anlaşılırlar. İnsanlar ondan kaçarlar. Bu tip kişiler, iletişimde negatif olurlar ve olumsuz ilişkilere sebebiyet verebilir.
Kişilik sınırlarını korumada da “hayır” önemli
Hayır demek, aynı zamanda insanın kendi kişilik sınırlarıyla başkasının kişiliği arasındaki sınırları koruyabilme becerisi anlamına geliyor. Kişinin ilişki sınırlarını koruyabilme becerisidir. Bu beceri geliştirilebiliyor. Bu, yeni olaylarda, yeni durumlarda yeniden yazılıyor. Özellikle çocukluk dönemlerinde öğrendiğimiz hayat senaryoları var. Yaşantılar var, deneyimler var, birçok olumlu ve olumsuz yaşam senaryoları var. Büyüdükten sonra, ergenlikten sonra birçok senaryoyu yeniden yazmamız gerekiyor çünkü yeni aktörler giriyor hayatımıza. Bu şekilde yeniden yazıyoruz.
Her şeye evet demek güvenilmezlik işaretidir
Her şeye evet diyen kişiler, bir müddet sonra evet demesine karşın o evetin arkasında durmuyor. Her şeye evet diyen güvenilmeyen kişi olur. Bunun için kişinin kurallı yaşamayı ve hayatın kurallı bir ortam olduğunu bilmesi gerekiyor. Kurallı bir ortam olmayan evde büyüyen çocuk, bu beceriyi öğrenemiyor. Eğer evde kurallı ortam yeterli değilse, gevşek disiplin varsa yine öğrenemiyor. Ya da her şeye izin veren ebeveyn varsa çocuk bu beceriyi yine öğrenemiyor. Bir ebeveynin her şeye evet dediği, diğerinin ise her şeye hayır demesi durumunda çocuk bu beceriyi tutarsız disiplinde yetiştiği için yine öğrenemiyor.
Korku kültürlerinde hayır diyememe özellikleri yaygın
Fazla katı disipline sahip ailelerde de çocuğun düşük özgüveni oluyor. Böyle ailelerin çocukları, pasif agresif çocuklar oluyor. Evet diyorlar ama sinsice kendi bildiklerini yapıyor. Yani entrika çeviren tipler ortaya çıkıyor. Bizim kültürümüzde de olduğu gibi maalesef korku kültürlerinde hayır diyememe özellikleri gösteren kişiler fazla oluyor. Evet diyor ama farklı şekilde davranıyor. Gizli gündemi olan kişiler ortaya çıkıyor ve güvenli olmayan davranışlar sergileyen bir çocuk yetiştirmiş oluyoruz.
Hayır demenin engeli: Eleştirilme korkusu
Hayır denmesi gereken yerde hayır diyememenin arkasında genellikle bir korku envanteri bulunmaktadır. O korkular nedeniyle hayır demek güç olabilir. Mesela bazı kişilerde eleştirilme korkusu vardır. Hayır dediği zaman eleştirilebileceği korkusunu yaşayan bir kişi, ‘Duyarsız bir kişi olarak, takım ruhunu bozan kişi olarak, bencil bir kişi olarak algılanırım’ endişesiyle içine sinmediği halde evet diyebiliyor ve bu durumda hayır deme yöntemini geliştiremiyor. Eleştirilme korkusu oluyor. Bazı insanlar, çatışmaktan müthiş korkarlar. Baskın ve buyurgan bir insan, fobi derecesinde çatışmaktan korkan bir insanı rahatlıkla korkutur, bastırır ve yönetir. Hâlbuki insanın zor durumlarda hayır demeyi başarabilmesi gerekiyor. Kabaca olmadıkça her davranışa ya da her yanlışa hayır denebilir. Bunu bilmek gerekiyor. İlkeli davranmak konusunda kararlı olmak önemlidir.
Yanlışlara hayır diyebilmek bir gelişmişlik işaretidir
Hayır diyememe davranışı, gençlerde en çok bağımlılık davranışında görülmektedir. Bağımlılıkta çoğunlukla bir grup baskısı oluyor. Ergenlik döneminde arkadaş, aileden daha önemli hale gelir. Arkadaş ortamında birisi bir şey ikram ediyor, ona hayır diyemiyor ve ondan sonra başlıyor. Hoşuna da gidiyorsa devam ettirmeye başlıyor. Yanlışlara hayır diyebilmek bir gelişmişlik işaretidir. Yanlışlara hayır diyemeyen bir çocuk, evde bunları rahatlıkla konuşamayan, öğrenemeyen bir çocuk dışarıda sahte mutluluğun olduğu bir ortamda madde kullanımının yanlış olduğunu söyleyemez ve karşı çıkıp hayır diyemez. Çocuk istismarında da hayır diyememe en büyük sebep olarak karşımıza çıkıyor. Çocuk çeşitli oyunlar içerisinde ortaya çıkan istismar davranışına hayır diyemiyor.
Çocuklara özel alan ve mahremiyet eğitimi verilmesi gerektiğinin altını çizmek isterim. Çocuğa bunu öğrettiğiniz zaman çocuk böyle bir tehlike ve riskle karşılaştığında hayır diyebiliyor.
Paylaş