Paylaş
Mutluluk için maddi değerlerin değil, anlam peşinde koşan bir insan gerçekten mutluluğu yakalıyor. Gerçek mutluluk kavramının ise çocukluk döneminden başlayarak öğretilmesi gerekiyor. Gerçek bir anlama erişmek için zeki, çalışkan, başarılı olmak yetmiyor; iyi ve doğru insan olmak gerekiyor.
İnsan yaşamı boyunca karşısına çıkan engellere rağmen mutluluk arayışından vazgeçmiyor. Mutluluk zekâ, çalışkanlık, başarılı olmak, iyi ve doğru davranmak şeklinde sıralayacağımız 5 parametreden oluşuyor.
Vicdani bir iç ses oluşturabilen kimse mutluluğu yakalar
Erdemli bir hayat süren kimse, hayata daha anlamlı bakacaktır. Zekâ, çalışkanlık, başarılı olmak, iyi ve doğru davranmak. Bu beş parametre içerisinde denge kurabilen insan, zihinsel bir jüri oluşturabilir. Vicdani normlar, vicdani bir iç ses oluşturabilen kimse mutluluğu yakalamış olur. Bu, ölümün dahi değiştiremeyeceği bir mutluluktur. İşte Sokrates buna örnektir. İdam kararı veriliyor, idama giderken karısı, ‘Haksız yere idam edileceksin’ diyor. Sokrates’in cevabı: ‘Haklı yere mi idam edilecektim?’ Onun yaşam amacı erdemli bir hayattı. ‘Ölümden niye korkmuyorsun?’ diye sormuşlar. ‘Hayatının her gününü, hayatının son günü gibi yaşayan bir kimse niye ölümden korksun?’ diyor. İşte bu müthiş bir anlam. Ölümün değiştiremeyeceği bir anlamı bulmuş Sokrates.
Gerçek mutluluk kavramının ise çocukluk döneminden itibaren doğru şekilde anlatılması gerekiyor. Gerçek mutluluk için zeki, çalışkan ve başarılı olmak yetmiyor. Biz bu üç parametreye göre çocuk büyütüyoruz. Bunların yanına eklememiz gereken dördüncü ve beşinci parametreler lazım. Çocuğa iyilik ve kötülük kavramlarını, iyicil, kötücül duyguları ve değerleri, doğruyu, yanlışı öğretmemiz lazım. Çocuğun, ‘Bu yaptığım doğru mu, yanlış mı?’ diye kendini etik değerlerle sorgular olması lazım. Hem insani değerlerle hem de yüksek değerlerle düşünecek. Böyle yetişen bir çocuk ruhen mutlu olur. Mutluluk peşinde değil, anlam peşinde koşan bir varlık haline gelir.
Gerçek anlama erişmek için ne gerekiyor?
Gerçek kişilik güç, para, hakimiyet elde edildikten sonra ortaya çıkıyor. Yokluktaki imtihanı kazanan insan varlıktaki imtihanı kaybedebiliyor. Hayat bir imtihan. Yaşam felsefesi açısından ‘doğru-yanlış’, ‘iyi-kötü’yü çıkar ölçüsüne indirgeyen kapitalist ahlaktır. Bu ahlakta olan kişi, dindar bile olsa kapitalist bir ahlaka sahiptir. O halde gerçek bir anlama erişmek için zeki, çalışkan, başarılı olmak yetmiyor; iyi ve doğru insan olmak gerekiyor.
Paylaş