Paylaş
Budist öğretide dünyayı iyileştirebilecek beş farklı ses türü olduğu söylenir. Thich Nhat Hanh eğer içinizde sessizlik bulabilirseniz bu beş sesi duyabilirsiniz der.
İlki sizi çağıran yaşam harikalarının sesi, harika sestir. Bu kuşların, yağmurun, rüzgârın sesidir.
İkinci ses, dünyayı gözlemleyen kişinin sesidir. Bu dinlemenin, sessizliğin sesidir.
Üçüncü ses Bharma sesi’dir. Bu aşkın sesi, Om’dur. (Bu aradaki aşkın kelimesi “aşk”ı kast etmez. Doğaüstü, metafizik anlamındadır). Hint manevi düşüncesinde evren, dünya bu ses tarafından yaratılmıştır. Bu ses nihai gerçeklik veya Tanrı’dır.
Dördüncü ses yükselen akıntının sesi’dir. Bu ses Buda’nın sesini sembolize eder. Buda’nın öğretisi yanlış anlamayı ortadan kaldırabilir, ıstırabı azaltabilir ve her şeyi dönüştürebilir.
Beşinci ses, dünyanın tüm seslerini aşan sestir. Bu geçiciliğin sesidir. Belirli kelimelere ve seslere takılıp kalmamak için bir hatırlatmadır.
Thich Nhat Hanh içinizde bir sessizlik oluşturduğunuzda, içinizdeki en derin sesi duymaya başlayacağınızı söyler. “Kalbinizin sesinin size söylemeye çalıştığı şeyi duyarsınız. Bugüne kadar duymadınız çünkü zihniniz çok gürültülüydü, düşüncelerle doluydu özellikle olumsuz düşüncelerle. Günlük hayatımızda zamanımızın çoğunu konfor, maddi rahatlıklar ve duygusal rahatlıklar arayarak geçiririz. Günlük kaygılarla tüm gün endişeleniriz. Tüm bunlara dayanmak için yeterince iyi olmayan ve zorlayıcı olmayan bir ilişki bulmaya çalışırız. Güven duymak isteriz. Ancak çoğumuz ihtiyaçlarımızın karşılanmasının ötesinde endişeleniyoruz. Fiziksel olarak güvendeyken, açlığımız tatmin olmuş ve sevgi dolu bir ailenin içinde yine de sürekli endişeleniriz. Hayatımızla ne yapmak istiyoruz? Buradayız ama neden buradayız? Ne yapmak istiyoruz? Tüm bunlar yanıtlamak için zamanımız olmayan veya yanıtlayamadığımız sorulardır. Fakat bunlara cevap bulamazsak huzurlu olamayız ve neşemiz kaybolur” der.
Çocuğumuz bu sorulara cevap veremeyeceğimizi düşünürüz. “Her şey iyi gidiyor ama içimde bir sıkıntı var” diye tariflediğimiz şey tam da Thich Nhat Hanh’ın bahsettiği kaygıdır. İnsan olarak varoluşumuzla ilgili duyduğumuz kaygının semptomlarıdır görünür olan. İç sıkıntısı, ağlama isteği, hüzün olarak görünür olur. Yaşamımızdaki anlamı bulmak isteriz. Gündelik yaşam döngümüz içinde kendimizi oradan oraya savrulmuş gibi hissederiz. Nietzsche ‘her günümüzü öyle inşa etmeliyiz ki o günümüzü sonsuza dek tekrar tekrar yaşamak zorunda kalacak olsak bunu sevinçle karşılayalım’ der. ‘Tekrar tekrar yaşamak zorunda olmak isteyeceğimiz nasıl bir yaşam inşa etmek isteriz’, ‘Buradayız ama neden buradayız? Ne yapmak istiyoruz? Thich Nhat Hanh bu soruların cevaplarını sessizlikte duyabileceğimizi söyler. İçimizdeki sessizlikte kalbinizden gelen çağrıyı duyabilirsiniz der.
Derin dinleyiş, sessizlik için mindfulness bizlere alan açar. Derinlemesine içimize bakabileceğimiz, kim olduğumuz, hayatımızla ne yapmak istediğimiz ve neye ihtiyaç duyduğumuza dair merakımıza cevap bulabileceğimiz içsel alanı ve sessizliği verir.
Dünyayı iyileştirecek 5 sesi duyabilmek ve kalbinizden gelen sesi duyabilmek için mindfulness pratiği çok basittir.
Biraz dur. Nefes al. Zihnini nefesine odaklanmaya davet et. Nefes alıp verdikçe bedenindeki değişimi fark et.
“Kendi evine gel, buranın tadını şimdi ve her an çıkarabilirsin.”
Paylaş