Paylaş
Ergenlik ve genç erişkinlik döneminde nadiren ortaya çıkmakla beraber sıklıkla 30 ve 40’lı yaşlarda karşımıza çıkmaktadır. 35 yaşın üzerindeki yaklaşık her dört kadından birinde miyom veya miyomlar tespit edilmiştir. Miyomları olan çoğu kadın -herhangi bir semptom vermediğinden dolayı- bundan haberdar değildir.
Altta yatan sebepler nelerdir?
Miyomlara neyin neden olduğu tam olarak bilinmemektedir fakat kadınlık hormonu olan östrojenin miyomların büyümelerini hızlandırdığı bilinmektedir. Vücuttaki östrojen düzeyleri doğal olaylara bağlı olarak artabilir yada azalabilir (gebelik östrojende artışa sebep olurken, menopozda ise östrojen seviyeleri düşer. Bazı ilaçar da östrojen seviyelerini etkilemektedir.
Miyom oluşumunu arttırıcı risk faktörleri nelerdir?
Miyom oluşumunda artmış risk taşıyan bazı durumları şu şekilde sıralayabiliriz.
Hiç doğum yapmamış olmak
Kadının ilk adetini erken yaşta görmüş olması
Beslenme düzensizliği
Obezite
Alkolün aşırı kullanımı
Genetik yatkınlık
Yüksek tansiyon
Siyah ırktan olmak
Miyom çeşitleri nelerdir?
Miyomların en sık kullanılan olarak rahimden köken aldığı lokalizasyona göre yapılan sınıflamadır. Bu sınıflamanın dışında Uluslararası Jinekoloji-Obstetri Federasyonun (FIGO) sınıflamasına göre de Tip 0’dan Tip 7’ye kadar sınıflandırıldığı bir sistem de vardır.
Submüköz Miyom (rahim iç zarına komşu miyomlar)
İntramural Miyom (rahim kas tabakası içersinde iç duvara ve dış duvara komşu olmayan miyomlar)
Subseröz Miyom (rahim dış duvarına komşu miyomlar)
İnterligamentöz Miyom (ligamanlar içersinde yerleşmiş miyomlar)
Paraziter Miyom (rahimle bağlantısı kesilmiş ve farklı bir lokalizasyondan beslenen miyomlar)
Belirtileri nelerdir?
Miyomların büyüklükleri, şekil ve yerleşimleri büyük farklılıklar gösterebilmekle beraber, rahmin kas tabakasının içerisinde, iç zarına komşu lokalizasyonda veya dış yüzeyinde görülebilmektedir.
Milimetrik boyutlardan tüm karnı dolduracak boyutlara ulaşabilmektedirler. Bir kadında sadece tek bir miyom veya değişik büyüklükte çok sayıda miyomlar olabilir.
Miyomlar genellikle küçük boyuttadırlar ve belirti vermezler. Belirtide, miyomun boyutu dışında yerleşim yeri de önemlidir. Bazen rahim duvarı içersinde yerleşmiş (intramural) bir büyük miyom belirti vermezken, rahim iç zarına baskı yapan daha küçük bir miyom ciddi belirtilere sebebiyet verebilmektedir. Yani şikayetler miyomun tek yada çok olmasına, büyüklüğüne, yerleşim yerine göre değişmektedir.
Miyom nedeniyle kadınlar en sık şu şikayetlerle başvururlar
Kanama düzensizlikleri ile gelebilirler (en sık şikayet)
Bası bulgularıyla gelebilirler (mesane basısına bağlı sık idrara çıkma ve barsak basısına bağlı kabızlık ve dışkılama problemleri yapabilmektedir)
Kasıkta, karında ağrı bulgularıyla gelebilirler (ağrılı adet, ilişki esnasında ağrı, adet dönemi dışında olan ağrılar vs)
Gebe kalmada zorluk veya tekrarlayan düşük öyküleriyle başvurabilirler
Miyom tanısı nasıl konur?
Jinekolojik muayenede veya karından yapılan muayenede ele gelen kitlelerde veya büyümüş rahim durumlarında, miyomlar her zaman akla gelmelidir. Vajinal yolla veya karından yapılan ultrasonografi ile günümüzde miyomlar net olarak saptanabilmektedirler. Tipi, boyutu ve oluşum yerlerine göre kesin tanısı koyulan miyomlar için cerrahi öncesi nadiren de olsa manyetik rezonans görüntülemeye (MRG) ihtiyaç duyulabilmektedir.
Miyomlarda kanserleşme olur mu?
Miyomlar rahmin düz kas dokusundan köken alan iyi huylu tümörlerdir demiştim. Bunların kansere dönüşme olasılığı yok denecek kadar azdır. Araştırmalarda bu oranın %0.2-0.3 kadar olduğu bulunmuştur. Miyomlar kanserli yapılar değildir. Bunların kansere dönüşme eğiliminin olduğuna dair bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır.
Rahim kas tabakasından kaynaklı kötü huylu tümörlere sarkom ismini vermekteyiz. Yapı olarak miyomlara benzerler ve ayırıcı tanı materyalin patolojik olarak değerlendirilmesi ile konulmaktadır. Görüntüleme yöntemlerinden ultrasonografi ve manyetik rezonans görüntüleme (MR) ile miyom sarkom ayrımı net olarak yapılamamaktadır. Bu nedenle hastanın klinik özellikleri de çok önemlidir. Hızlı büyüyen, şiddetli kanama yapan bir miyomda akla her zaman sarkomlar da gelmelidir.
Miyomlar nasıl tedavi edilirler?
Herhangi bir şikayet yapmayan, boyutları küçük miyomlar tedavi gerektirmezler. Yukarda bahsettiğim şikayetlere sebep olan (düzensiz kanama, ağrı, bası bulguları, kısırlık vs) miyomlar tedavi gerektirmektedirler.
Miyomların tedavisinde ilaçlar faydalı olmamaktadır. Bazı ilaçlar yumurtalıkları baskılayarak, geçici bir süre menopoz etkisi yaratıp, miyomların küçülmesini sağlar. Bu uygulama genellikle miyomların cerrahi tedavisinden önce küçülmesini sağlamak ve kanamayı azaltmak için kullanılır. İlaçların bırakılmasıyla birlikte miyomlar eski boyutlarına kısa sürede ulaşabilir. Ayrıca bu ilaçların uzun süre kullanılması, kadınlarda menapozal durumu oluşturarak kemik erimesi ile sıcak basması gibi etkilere neden olmaktadır.
Miyom tedavisindeki yöntem tercih edilirken hastanın yaşı, çocuk isteği olup olmaması en önemli parametrelerdir. Miyomların sayısı, büyüklüğü ve rahimdeki yerleşim yeri cerrahinin şeklini belirlemektedir. Miyomlarda tedavi yöntemlerini şu şekilde özetleyebilirim
Miyomektomi (miyomların alınması)
Rahmi koruyarak miyomların çıkarılması operasyonudur.
Laparatomi (açık yöntem) ile myomektomi
Karın bölgesinde, cilde yaklaşık sezaryende uygulanan kesiye benzer yatay bir kesi yapılarak gerçekleştirilen yöntemdir. Nadiren göbeğe doğru uzanan dik bir kesiye (vertikal) ihtiyaç duyulur.
Laparoskopi (kapalı yöntem) ile miyomektomi: Bu yöntemde karına büyük bir kesi açılmaz. Birkaç delikten laparoskop denilen kamera sistemiyle görüntü elde edilerek ve özel aletler kullanılarak operasyon gerçekleştirilir. Bu şekilde hastanın laparoskopinin avantajlarından (büyük kesi olmaması, daha az ağrı, erken taburculuk gibi) faydalanması sağlanır.
Histeroskopik miyomektomi: Histeroskop denilen cerrahi alet ile rahmin içine vajinadan girilerek yapılan bir ameliyat şeklidir. Sadece submuköz dediğimiz rahim iç zarı komşuluğundaki miyomların tedavisinde uygulanabilen bir cerrahi şeklidir. Bu cerrahide özellikle 4 cm’den küçük miyomlarda çok iyi sonuçlar alınabilmektedir ve karından herhangi bir kesi yapılmaması ve aynı gün hastanın taburcu edilebilmesi önemli avantajlarıdır.
Histerektomi
Rahmin tamamen çıkarıldığı operasyondur. Histerektomi sonrası bir kadının çocuk sahibi olması mümkün değildir. Özellikle çocuk istemi olmayan menapozal döneme yakın veya menapozdaki hasta grubunda tercih edilen yöntemdir. Yöntem olarak açık, kapalı veya vajinal yol tercih edilebilir. Kullanılan yöntemi belirleyen ana unsur miyomun büyüklüğüdür.
Paylaş