Paylaş
GEBELİĞE ENGEL OLAN KADIN KAYNAKLI FAKTÖRLERİN %25'İ TÜP TIKANIKLIĞINA BAĞLI YAŞANAN PROBLEMDİR
Tüpler yumurtalıkla rahim arasındaki bağlantıyı sağlayan sistemlerdir. Yumurta ve sperm tüplerde birleşir ve daha sonra embriyo gelişiminin basamakları bu alanda gerçekleşir. Olgunlaşan embriyo rahim içerisine implante olmak üzere düşer. Tüplerin çeşitli nedenlerle tıkanması dolayısıyla döllenme ve embriyo gelişimi olmadığında, çiftlerde kısırlık problemiyle karşılaşmaktayız. Çiftlerin genel durumu değerlendirildiğinde çocuk sahibi olmaya engel olan kadın kaynaklı faktörlerin yüzde 25’ini tüplerin kapalı olması ya da hasar görmesi durumu oluşturmaktadır. Tüpün lümeni olarak adlandırdığımız iç kısmı tıkanmış olabilir, dış kısmı çevre dokulara yapışık olabilir veya iç kısmını döşeyen kirpiksi hücreler fonksiyon göremiyor olabilir. Bu gibi durumlarda tüp, yumurtayı içerisine alamaz veya alsa bile sperm tüp hareketlerindeki patolojiye bağlı olarak tüpe ulaşamaz ve yumurtayı dölleyemez. Kimi vakalarda ise döllenme gerçekleşse dahi oluşan embriyo rahme ulaşamaz ve dış gebelik oluşur. Tüpler sadece yumurta ile spermin birbiriyle buluşacağı basit bir kanal olmanın ötesinde oluşan embriyonun beslenmesi, sağlıkla gelişip büyümesini sağlayan üreme sisteminin önemli bir parçasıdır.
GEÇİRİLMİŞ BAZI OPERASYONLAR, TEDAVİ EDİLMEMİŞ ENFEKSİYONLAR TÜP TIKANIKLIĞINA YOL AÇABİLİR
Tüp tıkanıklığının en sık rastlanan sebebi hiç tedavi edilmemiş ya da yeterli şekilde tedavi edilmemiş enfeksiyonlardır. Genellikle enfeksiyon kaynağı daha önceki pelvik enfeksiyonlar, seksüel geçişli enfeksiyonlar, spiral kullanımı, düşük veya doğum sonrası enfeksiyonlar olabilmektedir. Geçirilmiş karın içi ameliyatları da tüplerde yapışıklıklar oluşturabilmektedir. Özellikle perfore olmuş apandisit buna sebebiyet verebilmektedir. Çikolata kisti olgularında da tüplerde tıkanmalar olabilmektedir. Kadınların çoğunluğu kısırlık nedeniyle tetkik yapılana kadar tüplerinin tıkalı olduğundan haberdar değildir; bazı durumlarda adet ağrıları ya da kasık ağrıları şikayetlerini ifade ederler. Tanı koymak için rahim filmi yani HSG kullanılmaktadır. HSG, rahim ve tüpleri görüntüleyen bir röntgendir. Normal bir röntgende rahim ve tüpler görülemez, görünür hale getirmek için rahim ağzından özel bir sıvı verilir ve bu esnada röntgen çekilir. Böylece rahim duvarları ile tüplerin yapısı ve geçirgenliği hakkında bilgi edinilir. Rahim iç duvarı ile ilgili patolojiler ve tüplere ait problemler HSG ile ortaya konulabilmektedir. Tüplerde tıkanıklık olup olmadığını kesin olarak anlamak için laparoskopi (karın içerisine kamera ile bakılması) işlemi de yapılabilir. Rahim filmi esnasında kasılmalar nedeniyle kapalı görülen tüplerin bir kısmının aslında açık olduğu laparoskopide ortaya çıkabilir. Laparoskopi ile tüplerden sıvı geçişi olup olmadığı, tüplerin çevre dokulara olan yapışıklıkları ve ayrıca karın içindeki yapışıklıklar gözle görülerek teşhis edilebilir. Tanısal laparoskopi genellikle hastanede yatış gerektirmeyen ve genel anestezi altında yapılan bir operasyondur.
TÜPLERE BAĞLI PROBLEMLERDE TÜP BEBEK TEDAVİSİ İLE GEBELİK MÜMKÜN
Gebelik oluşabilmesi için tüplerin işlevini yerine getirebilmesi çok önemlidir, bunun için tamamen sağlıklı ve açık olmaları gereklidir. Tüp faktörüne bağlı kısırlığın tedavisinde tüp bebek uygulamaları yüz güldürücü sonuçlar vermektedir. Tüp bebek uygulamaları ile hastanın yaşına bağlı olarak değişen oranlarda gebelik elde etmek mümkün olmaktadır. Özellikle genç yaşlarda tüp tıkanıklığına bağlı gebelik sorunu yaşayan hastaların büyük çoğunluğu bu tedavilerle sağlıklı gebeliklere ulaşabilmektedir. Tüp bebek tedavisiyle tüplerdeki patoloji by-pass edilmiş olur. Tek istisna ultrasonografide ya da rahim filminde görülen hidrosalpenks dediğimiz tıkalı tüpün içi sıvı dolu ve şiş bir hal aldığı durumlardır ki bu halde tüp bebek tedavisi öncesi tüpün laparoskopik çıkarılması veya tüpün rahimle bağlantısının laparoskopi esnasında kesilmesi önerilmektedir. Böylelikle tüp bebek başarısı ve canlı doğum oranları artmaktadır.
Paylaş