Paylaş
“BİR ÇOCUĞUM VAR AMA İKİNCİ ÇOCUĞUM OLMUYOR” DİYEN ÇİFTLER DİKKAT!
Çiftlerin düzenli ve korunmasız olarak bir yıl süreyle cinsel ilişkiye girmesine rağmen gebelik sağlayamaması kısırlık (infertilite) olarak tanımlanır. Gebelik oluşumu üzerinde pek çok faktör rol oynasa da kadın yaşının önemi büyüktür. Bu yüzden 35 yaşın üzerindeki kadınlarda gebeliğin oluşması için beklenmesi gereken süre 6 aydır. Kadına veya erkeğe bağlı çeşitli sebeplerle gelişen çocuk sahibi olamama problemi, bazı durumlarda çiftte herhangi bir sorun olmamasına rağmen de yaşanabilir. Kısırlık, birincil (primer ) ve ikincil (sekonder ) olmak üzere iki farklı şekilde tanımlanır. Birincil kısırlık çiftin daha önce hiç gebelik sağlayamaması olarak tanımlanırken sekonder kısırlık, en az bir kez gebeliğin sağlanmasına rağmen kişinin bir daha gebe kalamaması durumu olarak açıklanabilir.
Sekonder kısırlık varlığında kişinin gebeliğinin canlı doğumla sonuçlanıp sonuçlanmadığı kriter değildir. Yalnızca daha önce hiç gebeliğin sağlanıp sağlanmadığı, infertilite türünün belirlenmesi için yeterlidir. Gebeliğin oluşması için üreme sisteminin yanı sıra kişinin hormonal düzeni ve diğer organlarının da sağlıklı ve birbiriyle uyum içinde çalışıyor olması gerekir. İlerleyen zamana ve yaşa bağlı olarak üreme sağlığında yaşanabilecek pek çok farklı rahatsızlığa bağlı olarak gelişebilen ikincil kısırlık ilk gebeliğin ardından gelişen süreçte yaşanan travmalara, geçirilen operasyonlara ya da endokrin hastalıklarına bağlı olarak da oluşabilir. Buna bağlı olarak doğal yolla oluşan ilk gebelik ikinci çocuğun garantisi değildir. Dolayısıyla “bir çocuğum var ama ikinci çocuğum olmuyor” diyen çiftlerin üreme sağlığına yönelik değerlendirilmeleri ve gerekli tedavilerin yapılması için zaman kaybetmeden hekime başvurmaları gerekir.
YAŞIN İLERLEMESİYLE BİRLİKTE ÜREME SAĞLIĞINI OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEYEN PROBLEMLER DOĞABİLİR
İkincil kısırlık tanısı için kadına bağlı ve erkeğe bağlı nedenler detaylı olarak ele alınmalıdır. Erkeğe bağlı ikincil kısırlık sebepleri varikosel, geçirilen bazı enfeksiyonlar, travmalar ve testis tümörleri şeklinde sıralanabilir. Varikosel olarak bilinen sperm damarlarında varis bulunması kan dolaşımını engeller ve testis ısısının artmasına yol açar. Sperm üretimini etkileyen bu durum, erkeğe bağlı ikincil kısırlık nedenlerinin başında yer alır. Testis tümörleri ve hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar da sperm üretimini olumsuz etkiler. Testislere alınan darbeler ve üreme organlarını etkileyen bazı hastalıklar, erkeğe bağlı kısırlık üzerinde etkili olabilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar da erkek üreme sağlığını olumsuz yönde etkileyen problemler arasındadır. Kadınlarda sonradan oluşan kısırlık ise yaşın ilerlemesine bağlı olarak azalan yumurta rezervi, yumurtlama düzeninde oluşan bozukluklar, tüplerde hasar veya tıkanma olması, rahim yapısında bozulma, rahim ve rahim ağzı kanseri gibi etkenlere bağlı oluşur.
Yumurtlama düzeninin bozulmasına yol açan hormonal değişimler, adet döngü düzeninin değişmesi gibi nedenler kadının gebe kalmasına engel olabilir. Döllenmenin gerçekleştiği fallop tüplerinde oluşan hastalık ve tıkanmalar da spermin yumurtaya ulaşmasını engelleyebilir. Bazı vakalarda yumurtanın döllenmesi gerçekleşse bile rahim yapısında oluşan bozulmalar gebeliğin düşükle sonuçlanmasına yol açarak ikincil kısırlığa neden olabilir. Geçirilen enfeksiyon hastalıkları, kist varlığı ve cinsel yolla bulaşan bazı hastalıklar rahim yapısında bozulmalara yol açabilir. Döllenmeyi engelleyen nedenlerden bir diğeri de rahim ve rahim ağzı kanserleridir. Son derece önemli bir sağlık sorunu olan bu kanser türlerine karşı tetikte olunmalıdır. Tüm bunların yanı sıra alerjiler de sekonder infertiliteye neden olabilir. Her kişide farklı etkilere yol açabilen alerji türleri, çoğunlukla hapşırma ve kaşınma gibi semptomlara yol açsa da bazı durumlarda kişinin üreme sistemi ile ilgili problemlere neden olabilir. Bu gibi rahatsızlıkların varlığı çiftin çocuk sahibi olmasına engel olabilir. Bu hastalıkların tedavi edilmesi kişinin genel sağlığının düzelmesini ve tekrar gebe kalmasını sağlayabilir.
BU PROBLEMİ YAŞAYAN ÇİFTLERDE KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ YAKLAŞIMINDA BULUNULMALI
Geçmişte doğal yollarla çocuk sahibi olduğu halde ikinci kez anne-baba olmayı planlayan ve gebelik sağlayamayan çiftler, bu durumu gizleyerek tedaviden kaçınabilirler ancak bu durum bir sağlık problemidir. Bu yüzden zaman içerisinde üreme sağlığını olumsuz yönde etkileyen, kısırlığa yol açan etkenin saptanması ve tedavi edilmesi için çiftin hekime başvurması önerilir. Kişinin gebe kalmasını engelleyen ikincil kısırlık nedenleri geniş bir yelpazede ele alınmalıdır ve mutlaka kişiye özel yaklaşımda bulunulmalıdır. Bu yüzden tedavi öncesinde kişinin gebe kalmasına engel olan odak hastalık saptanmalı ve tedavi edilmelidir. Yapılan inceleme ve bulguların ışığında çiftin gebelik sağlayabilmesi için üremeye yardımcı tüp bebek tedavisi almaları gerekebilir. Bazı vakalarda multidisipliner bir tedavi uygulanması gerekmektedir. Doğru değerlendirme ve tedavi ile bu sorunu yaşayan çiftlerin ikinci kez anne-baba olması mümkündür.
Paylaş