Paylaş
Doğal yolla çocuk sahibi olamayan çiftlerin %15’i bu hasta grubundan oluşmaktadır ve bu durum açıklanamayan kısırlık olarak tanımlanmaktadır. Bu sorunu yaşayan çiftlerimiz için eğer yaşları 35’in altındaysa ve yumurta rezervi iyi durumdaysa tedavi öncesi bir süre beklemeleri önerilir. Önerilen süre içerisinde doğal yolla gebelik oluşmadığında ya da yaşı ileri olan hastalarda üremeye yardımcı tedavi yollarına başvurulabilir. Burada önemli olan nokta bilimsel yaklaşımlar esas alınarak kişiye özgü uygulamalar yapılmasıdır. Açıklanamayan kısırlık olgularına karşılık tecrübeli doktorlarla birlikte laboratuvarı gelişmiş iyi merkezlerde uygulanan tedavilerle yüksek gebelik oranları elde edilmektedir.
ANNE-BABA OLAMAYAN ÇİFTLERİN %15 ‘İNDE AÇIKLANAMAYAN KISIRLIK GÖRÜLÜYOR
Bir yıl boyunca korunmasız düzenli cinsel birlikteliğe rağmen doğal yolla çocuk sahibi olamayan çiftlerin hekime başvurmaları ve üreme sağlığına yönelik kontrollerini yaptırmaları gerekir. Kadın yaşı 35 ve üstü olan çiftlerde ise bekleme süresi altı ay olarak düşünülmelidir. Üreme problemi ile başvuran çiftlerde öncelikli olarak araştırdığımız temel konular vardır. Ultrason, hormon testi ve adet düzeni takipleriyle kadının yumurta rezervi ve yumurtlama durumu kontrol edilir; rahim filmi ya da gerekirse histeroskopi gibi ileri tetkiklerle rahim yapısı ve tüplerin durumu değerlendirilir, ek olarak sperm analizi ile erkeğin sperm sonuçlarına bakılır. Çocuk sahibi olmayı etkileyen bu ilk parametreler araştırılıp eğer herhangi bir etken saptanamıyor ise açıklanamayan kısırlık tanısı konulabilir.
Çocuk sahibi olma problemi ile tüp bebek kliniklerine başvuran çiftler üzerinde yapılan araştırma sonuçları bireylerin %85’inde gebeliğe engel olabilecek erkeğe veya kadına bağlı çeşitli faktörler ortaya koyarken %15’inde ise herhangi bir olgu göstermemektedir. Açıklanamayan kısırlık tedavilerinde uygulanan yöntemler; doğal gebelik bekleme süresi, aşılama ve tüp bebek tedavisi olarak sıralanabilir. Bu tedavilerden hasta için en uygunu doktor tarafından yapılan değerlendirmeler sonucu belirlenir. Yaklaşımımızı belirleyen en önemli parametreler kadın yaşı ve çocuk sahibi olmak istedikleri süredir. Özellikle genç, yeni evli ve yumurtalık kapasitesinin iyi olduğu çiftlerde hiçbir şey yapmadan gerekli önerilerle beklemek iyi sonuçlar verebilir. Bu çiftlere telaşa kapılmamaları konusunda destekleyici telkinlerde bulunmak, gebelik potansiyelinin en yüksek oldugu dönemlerle ilgili bilgilendirme yapmak ve bir zaman tanımak gebelik şansını arttırabilir. Bu sırada sigara, fazla alkol tüketimi veya aşırı kilo gibi durumlar mevcut ise bunların düzeltilmesi için çaba gösterilmesi de son derece önemlidir. Önerilen bekleme süresine rağmen gebelik oluşmaması durumunda aşılama tedavisi uygulanarak sonuç izlenmelidir. Eğer kadın yaşı 35’ten büyükse ya da sınırlı yumurta rezervi söz konusuysa zaman kaybetmeden tüp bebek tedavisine başvurulmalıdır.
TÜP BEBEK TEDAVİSİNE KARAR VEREN ÇİFTLER MERKEZ SEÇERKEN DİKKATLİ OLMALI
Tıbbın her alanında olduğu gibi açıklanamayan kısırlık olgularının tedavilerinde de bilimsel yaklaşımlar esas alınarak kişiye özgü uygulamalar yapılmalıdır. Açıklanamayan kısırlık tanısı alan ve anne-baba olmanın hayalini kuran çiftlerin tedavi konusunda karar verip merkez arayışına geçtiği noktada dikkat etmesi gereken çok önemli faktörler vardır. Tedavi olunacak adresin her şeyden önce köklü ve bilimsel alt yapısı olan bir merkez olması son derece önemlidir. Bu aşamada çiftler doktoru ile ilgili fikir birliği sağladıktan sonra merkezin başarı oranını, tıbbi olanaklarını, teknolojiyi ne kadar kullandığını ve tedavinin mutfağı olarak nitelendirdiğimiz laboratuvar koşullarını göz önünde bulundurup karar vermeliler. Kişiye özel değerlendirmenin büyük önem taşıdığı tüp bebek tedavilerinde uygulanan testler ve yeni yöntemler pozitif gebelik sonucuna ulaşmayı hızlandırmaktadır.
STRES VE ÇEVRE BASKISI DA ÇİFTLER ÜZERİNDE OLUMSUZ ETKİ YARATIYOR
Yoğun stres uzun vadede sağlık konusunda çeşitli problemlere yol açabilen bir unsurdur. Doğal yolla gebelik elde edemeyen çiftlerde hamile kalmayı engelleyen birtakım fiziksel problemler tespit edilse de olumsuz psikolojinin de anne baba olmayı güçleştiren bir faktör olduğu bilinmektedir. Bu durumun yanı sıra aile ve çevre baskısı da çocuk sahibi olamayan çiftlerin içinde bulunduğu kaygılı durumu aşarak toplumsal bir sorun haline gelmiş durumdadır. Oysaki çiftlerin yakınlarına düşen tek görev hayallerini kurdukları bebeğe ulaşmaya çalışan kişilerin destekçisi olmaktır. Baskı içerikli cümleler çiftlerin omuzlarındaki yükü ikiye katlar ve beklentinin karşılanmasına yönelik kaygıların ortaya çıkmasına sebep olur. Bu durum dolaylı yollardan da olsa çiftleri psikolojik anlamda olumsuz etkileyip gebelik oluşmamasına ve açıklanamayan kısırlık etkenlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır; tedavide olan çiftler için de tedavinin başarısızlıkla sonuçlanmasına bile sebep olabilmektedir. Moral ve motivasyonun en önemli faktörlerden biri olduğu bu süreçte aileler ve arkadaşlar eleştirel yaklaşımda bulunmak yerine çiftlerin yanlarında olduklarını hissettirmelidir.
Paylaş