Ders mi? Çalışmak mı? Nasıl yani?

Okullar başladı. Hatta bir haftayı geride bıraktık. Oryantasyon programları, veli bilgilendirmeler, okul tanıtımı, okula alışma süreci… Hepsi geride kaldı.

Sıra geldi derslere!

Bu hafta sonu evlere ödev gelmiştir diye düşünüyorum; az da olsa, bir iki tane de olsa… Bu ödevlere hevesle sarılan öğrencilerin de olacağına eminim. Bunlar ders yapmayı, kitap-defter kokusunu özleyen öğrenci grubudur diye de tahmin ediyorum. İlk hevesler…

Onun dışında diğerleri… Hala daha tatil rehavetini üzerinden atamamış...

Of, daha ilk günlerden ödev mi olur?“ cümlesini kurup yüzünü buruşturanlar…

Sevgili anne-babalar; asıl şimdi hoş geldiniz okul dünyasına ve asıl şimdi başlıyor “Nasıl başlarsa öyle gider.” cümlesinin ispatlanabilir halleri.

Bu konu ile ilgili kafalarda pek çok soru var!

• Ödev sorumluluğunu alabilecek mi?
• Ders çalışmayı sevmiyor. Ne yapabilirim?
• Bu sene de mi hiç kitap okutamayacağız?
• Tek başına ders çalışmayı ne zaman öğrenecek?
• Ders çalışması gerektiğini hep biz mi hatırlatacağız? vb. endişe içeren pek çok soru...

Öncelikle;

1. Lütfen sakin olun! Korkularınızın, endişelerinizin korktuğunuz oranda gerçekleştiğini unutmayın ve bunu çocuğunuza lütfen yansıtmayın.

2. Hiçbir çocuk dünyaya gelirken ders çalışma programı içine yerleştirilmiş bir şekilde doğmuyor, öyle değil mi?

3. Ders çalışma, stratejik bir süreç. Öğrenilir, öğretilir.

4. Ders çalışmak, öğrencilik yaşamının ilk ve önemli sorumluluğudur. O yüzden ders çalışma sürecinden önce çocuğunuzun diğer sorumluklarının yerleşip yerleşmediği konusunda dikkatli olun. Şayet aksi bir durum söz konusu ise işe önce ve bir an evvel olmazsa olmaz sorumluklarını kazandırmakla başlayın. Örneğin; hala yatmadan önce dişlerini fırçalaması gerektiğini hatırlattığınız bir çocuğunuz var ise, büyük olasılıkla ders çalışması gerektiğini de hatırlatmanız gerekecektir.

5. Ona nasıl ders çalışacağı konusunda yol gösterin. Bu çocuğun bulunduğu sınıfa, seviyeye ve çocuğunuzun öğrenme stiline göre değişecektir. Ama okula ilk başlayan öğrenciler için zaman planlaması, kalem tutuşu, satırlara yerleştirme, dikkatini toplama, mekan kullanımı vs. konusunda yönlendirin. İlk başlarda yanında olun ve sonra kenara çekilip gözlemleyin. Yardımınıza ihtiyacı olduğuna emin olduğunuz durumlarda yardımcı olun.

Okul yaşamı devam eden bir çocuğunuz var ise sayısal mı, sözel mi hangi derslerde daha iyi olduğu konusunda fikre de sahipsiniz demektir. Zayıf olduğu alanla ilgili çalışma şeklini beraber belirleyin. Örneğin; matematik dersinde zorlanan bir çocuğunuz var ise yazarak daha kolay öğreniyorsa bol bol pratik yapmasını sağlayın. Şayet görerek daha iyi öğreniyorsa internetteki ders çalıma sitelerinden yardım alın. Kısa ama bol tekrarlı çalışma şeklini oturtun.

6. Ders çalışma şeklini ve sorumluluğunu oturtmak, çocuğunuzla aranızdaki iletişimi olumsuz yönde etkiliyorsa lütfen bu konuda okuldan ve /veya bir uzmandan destek alın ve aradan çekilin.

7. Kendinizi sürekli çocuğunuza ders çalışmasını hatırlatır şekle sokmuşsanız, bunun hiçbir faydasının olmayacağından emin olabilirsiniz. Bu durumu, tren istasyonunda ilk birkaç gece geçen tren seslerinden uyuyamayıp sonraki gecelerde hiçbirini duymamacasına uyumaya benzetebiliriz.

8. Bu konuda olumsuz ve oturmamış şeylerin nedenini, çocuğunuzun bu konudaki sıkıntılarının neler olduğunu iyi gözlemleyin ve biran evvel harekete geçin. Bu konuda sıklıkla söylenen ve bir avunma cümlesi olduğunu düşündüğüm “Zamanla geçer” cümlesiyle kendinizi sakın kandırmayın.

Unutmamak gerekir ki, öğrenemeyen çocuk yoktur! Öğretilemeyen çocuk vardır.