Paylaş
Üniversite sınavına hazırlanan bir öğrencim ilk karşılaşmamızda kendinden emin ve gururla günde 500 soru çözdüğünden bahsetti hemen. “Çalışıyorum, gerçekten çok çalışıyorum ama.....” diye de devam etti.
Öğrencimin bildiği tek doğru, günde çözdüğü soru sayısıydı fakat ne kadar etkili ve verimli çalıştığından haberi yoktu, kafası karışıktı. Kaldı ki bu durum deneme sınavlarına da olumsuz bir şekilde yansımıştı. Netleri yükselmemiş, sınav başarı grafiği çok inişli çıkışlıydı. Burada yapılması gereken öğrencinin ders çalışma şeklinin planlanması, neyi bilip neyi bilmediği; neye ne kadar çalışmalı, ne kadar vakit harcamalı vb. sorularla örülmüş çalışmanın organize edilmesiydi.
Gerçekten çalışmak için mi çalışıyor, yoksa çalışmaya mı çalışıyor, ya da çalışamayıp çalıştırılıyor mu? Eğer çocuğunuz herhangi bir dersin sınavı için saatlerce ders başında kalıp ertesi gün “Sınavım kötü geçti” diyorsa ve bu senaryo sıklıkla tekrarlanıyorsa gerçekten ziller çalmaya başlamış demektir. Hemen çocuğunuzun ders çalışma biçimine bakıp olmayanı /olamayanları tespit edip “Ders çalışma sisteminin öğretilmesi/öğrenmesi” üzerinde harekete geçin. Eğer bu durum gözden kaçarsa ya da iyi niyetle bir şekilde nasılsa öğrenecektir diye düşünülürse sınıf seviyesi yükseldikçe işin daha zorlaşacağını unutmayın!
Önemli olan çok çalışmak değil, etkili ve verimli çalışmayı başarabilmektir.
Paylaş