Paylaş
Evliliğimizin 4. yılı bittikten sonra çocuk sahibi olmaya karar verebildik. Karar verebildik diyorum çünkü böyle bir şeye karar vermek ve hazır olmak diye bir şeyin olmadığını da anladık. Evlendikten belli bir süre sonra çocuk yapmıyorsanız, “ herhalde bunların çocuğu olmuyor” diye insanların akıllarında soru işaretleri oluşmaya başlıyor. Çocuk sahibi olacağımızı öğrenenlerden “tedavi yeni mi yanıt verdi” diyen de olmadı değil. Toplumumuzdaki genel algı "insanlar sadece çocuk yapmak için evlenirler" olduğundan her soruya her cevabı maalesef veremiyorsunuz.
Teyzemin söylemiş olduğu sözler ise gerçekten aklımdan çıkmıyor. Anneanne ve babaannelerimiz o zamanının koşullarında çocuklarının geleceklerini düşünmeden 5-6 çocuk dünyaya getiriyorlarmış. Bir sonraki nesil 2-3 çocuk dünyaya getirdikten sonra çocuklarının geleceklerini düşünür olmuş. Recep Tayyip Erdoğan sürekli her ne kadar 3 çocuk için diretse de biz yeni nesil gençlik, daha çocuk dünyaya getirmeye karar vermeden çocuğumuzun geleceğini düşünür olduk. Bilinçli birer anne-baba olmak için elimizden gelenin en iyisini yapmak için çabalıyoruz.
Baba olacağımı öğrendiğimde bir mucizeye tanıklık edeceğimi hiç düşünmemiştim. Ömrümün sahibi, hayatımın anlamı, sevdiğim kadından baba olacağımın haberini aldığımda tüm algılarım kapanmıştı. Söylenen hiç bir şeyi duymuyor, anlamıyor ve algılayamıyordum çünkü, artık tek düşündüğüm şey vardı o da baba olacağımdı. Sanırım o anki heyecanımı, şaşkınlığımı kelimelerle tarif etmem çok zor. Beni ancak sadece ilk kez baba olacağını öğrenen erkekler anlayabilirler.
Tüm kadınlar hamile kaldıklarında bir mucizeyi dünyaya getirmenin karmakarışık duygularını yaşıyorlar ve biz erkekler bu mucizeye tanıklık etmekle yetinebiliyoruz. Dünya üzerinde bildiğim kadarıyla bu mucizeyi yaşayan tek erkek Thomas Beatie var. Onun hikayesi ise oldukça ilginç. Sonradan cinsiyet değiştirerek erkek olmuş ancak eşi Nancy’nin geçirdiği bir rahatsızlık nedeniyle hamile kalamadığı için cinsiyet değiştirme sürecinde rahmini aldırmayarak 3 çocuk dünyaya getirmiş.
Her şeyin hep küçüğü daha çok sevilir derler ama bu sevgi sanırım çok farklı, sıklıkla duyardım bu lafı "anne-baba olunca siz de anlarsınız" diye... “Baba olacağımı öğrendiğim andan itibaren çevremdeki bebeklerin ihtiyaçlarını anlatmak için nasıl tepkiler verdiğine ve davranışlarına daha çok dikkat edip, sanki hepsi benim çocuğummuş gibi gözlerinin içine bakar oldum”. Bir çocuğu mutlu etmenin, onun yüzündeki bir gülümsemenin dünyalara bedel olduğunu anladım.
Bir bebeğin nasıl dünyaya geldiğini biyolojik ve fizyolojik olarak incelemeye başladığınızda nasıl bir mucizeye tanıklık ettiğinizi anlayabilirsiniz. Baba adayı olduğumu öğrendiğimden itibaren internetten hamilelik süreciyle ilgili bilgileri, blogları inceliyor ve köşe yazılarını takip etmeye, kitapları okumaya çalışıyorum. Tüm babalara tavsiye edebileceğim bir kitap bile var. Her ne kadar yeni okumaya başlasam da çok faydalı olduğunu söyleyebilirim. Nick Harper bir baba olmanın deneyimiyle bebek bezinden taşımaya, beslenmeden, banyo ve uykuya dair tüm pratik bilgileri “imdat baba oluyorum” adlı kitabında okuyucularıyla paylaşmış.
Doğuma yaklaşık olarak 11 hafta kaldı. Ben de bu köşede bir baba adayı olarak kendi kişisel deneyimlerimi ve yaşadıklarımı sadece çevremdeki baba adayları ile değil sizlerle de paylaşacağım. Umarım beğenir ve keyifle okursunuz.
Kadınlar kutsal birer anne olarak bu mucizeyi yaşarken biz babalar da bu mucizeye daha yakından tanıklık etmeliyiz.
Paylaş