Paylaş
Demir; vücudumuzda beyin, kas ve kan hücreleri başta olmak üzere birçok organ ve dokumuzda rol oynayan ve hayati önemi olan bir elementtir. Bu nedenle özellikle büyüme dönemlerinde vücutta yeterli miktarda bulunması gereklidir.
Demir vücudumuza besinlerle alınabilmektedir. Kırmızı et, yumurta, karides gibi deniz ürünleri, baklagiller ve ıspanak, börülce gibi yeşil sebzelerde bol miktarda bulunmaktadır. Diyeti bu besinleri içeren ve gastrointestinal sistemde emilim problemi olmayan kişilerde demir eksikliği anemisi gelişmesi beklenmez. Ancak bazı besinlerin aşırı tüketilmesi de demir eksikliğine yol açabilmektedir. Kalsiyum içeren süt ve süt ürünlerinin gereğinden fazla tüketilmesi demir emilimini bozabilir. Günde 50-100 mg kalsiyum alımı sorun olmaz iken, 300-600 mg kalsiyum alımında demir emilimi bozulabilmektedir. Çay, kahve ve kola gibi içecekler özellik ergenlik döneminde demir emilimini olumsuz etkileyebilmektedirler.
Çocukluk döneminde parazitler, gastirit, ülser ve Çölyak hastalığı gibi durumlarda barsaktan demir emilimi bozulur. Yetişkinlerde ise gastirit ve ülser dışında ani gelişen demir eksikliği anemisinde mutlaka dışkıda gizli kan testi yapılmalı ve endoskopi-kolonoskopi ile olası bir gastrointestinal sistem malin hastalığı dışlanmalıdır.
Demir eksikliğinin ilk bulguları genellikle zihinsel aktivitelerde yavaşlama şeklindedir. Uyuma isteği, okul başarısında düşme, odaklanma problemleri, halsizlik, yorgunluk demir eksikliğini işaret eden bulgular olabilir. Sonrasında iştahsızlık, solukluk, çarpıntı hatta ağır durumlarda bayılma ve kalp yetmezliği ortaya çıkabilir.
Demirden zengin, dengeli beslenme ile demir eksikliği anemisinden korunulabilir. İlk 6 ay anne sütünden sonra ek besinlere geçerken demirden zengin besinler açısından dikkatli olunması gerekir. Eğer anemi oluşursa tedavi hastanın yaşına göre ağızdan alınacak damla, şurup ya da tabletler ile kolaylıkla yapılabilir.
Paylaş