Anne sütünün verimliliğini artırmak için beslenme düzeni nasıl olmalı?
Haberin Devamı
Bebeğin yeterli kalite ve miktarda süt alabilmesi için annelerin beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiğini belirten Uzman Diyetisyen Merve Tığlı Çınar, emziren annelerin nasıl beslenmesi gerektiğini anlattı.
Anne sütünün bileşimi annenin tükettiği besinlerden etkilenir. Süt üretimi için gerekli besinler annenin gereksinmesine ek olarak düşünülmelidir. Yani anne hem kendi gereksinmelerini karşılamak için hem de bebeğine verdiği sütünün yeterliliği ve verimliliği için beslenmelidir.
Genelde yeni doğum yapan anneler sütlerinin artması için, çevrelerinden edindikleri kulaktan dolma bilgilerle diyetlerini kısıtlar veya fazla kalorili yiyecekler tüketmeye başlarlar. Bu dönemde annelerde genelde gaz şikayeti görüldüğü için haşlanmış, zeytinyağlı, sulu yemekler ve bolca sıvı almaları önerilir.
ANNE SÜTÜNÜ VE VERİMLİLİĞİNİ ARTTIRMAK İÇİN NASIL BESLENİLMELİDİR?
Anne sütünü artırmanın ilk ve en önemli şartı sıvı tüketimini artırmaktır. Bir kişinin günlük tüketmesi gereken su miktarı 2,5-3 litre kadardır fakat anneler için bu yeterli değildir. Anne kendi gereksinmesinin yanı sıra sütü için de sıvı tüketmelidir. Bu da günde yaklaşık 3-3,5 litre sıvı tüketilmek anlamına gelir. Bunun 2 litresi sudan, kalanı şekersiz bitki çayları (ısırgan otu çayı vb.), ayran, çorba veya şekersiz meyve kompostolarından karşılanabilir.
Düzenli, yeterli ve dengeli olarak bütün besin gruplarını içeren bir beslenme programı uygulanmalıdır.
Anneler, bebeği ve kendisi için yeterli miktarda protein alımına özen göstermelidir. Sütün ana bileşenlerinden biri olan protein, emziren annelerin beslenmesinin olmazsa olmazıdır. Anneler her gün mutlaka et, süt, yumurta, peynir, yoğurt gibi protein kaynaklarından tüketmelidir. Özellikle kefir ve probiyotik içerikli yoğurtların anne sütünü artırıcı etkileri olduğu bilinmektedir.
Aynı zamanda olası demir eksikliğini de gidermek için kırmızı et, yumurta, ceviz, badem, üzüm, kayısı vb. gibi demirden zengin besinleri tüketmek ihmal edilmemelidir. Demir yönünden zengin yiyeceklerle birlikte C vitamini kaynağı olan domates, biber, maydanoz, kıvırcık gibi taze sebzeler ve portakal, greyfurt, çilek gibi meyvelerin alınması demir emilimini artırır.
Vitamin, mineral ve posadan zengin taze sebze ve meyveleri her öğün tüketmeye özen gösterilmelidir. Özellikle kereviz, kabak, enginar, semizotu gibi sebzelerin anne sütünü artırdığını gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Emzikli annelerin iyi yıkanmış ve el yardımıyla parçalanarak hazırlanmış bir kase salata tüketmeleri önemlidir.
A vitamininden zengin havuç, yeşil yapraklı sebzeler, kayısı gibi besinleri daha fazla tüketilmesi önemlidir.
Zeytinyağı tüketimine özen gösterilmelidir. Zeytinyağı içerdiği yağ asidi örüntüsüyle anne sütünün tekli doymamış yağ örüntüsünü artırmada önemli bir destektir.
Özellikle balık protein ve N-3 yağ asitleri bakımından zengindir, özellikle bu dönemde tüketilmesine özen gösterilmelidir.
Kuru fasulye, nohut, mercimek ve bulgur karışımı yemekleri, portakal, mandalina, domates, maydanoz, yeşilbiber, taze soğan gibi C vitamini yönünden zengin sebze ve meyvelerle birlikte tüketmeye özen gösterilmelidir.
Fesleğen de unutulmamalıdır. Fesleğen bitkisinin de düzenli kullanımda anne sütünü artırabileceği bilinir. Anneler yemeklerinde fesleğene daha çok yer açmalıdır.
Doğal maden suları hem sıvı hem de mineral takviyesi yapan en iyi kayaklardandır. Eğer annenin yüksek tansiyon veya böbrek problemi yok ise günde 1-2 şişe doğal maden suyu içilmelidir.
Sıvı alımını artırırken bitki çaylarından destek alınabilir. Örneğin ısırgan otu çayının anne sütü oluşumunda olumlu etkileri bilinmektedir. Rezene çayı annenin gazını rahatlatır, papatya çayı da annenin rahat uyumasına ve psikolojik olarak rahatlamasına yardımcı olur. Günde 2-3 fincan bitki çayı içilmesinin bir zararı olmayacaktır. Yemeklerle birlikte alındığında kansızlığa yol açabileceği için bitki çayları ara öğünlerde tercih edilmelidir.
Karbonhidrat tüketim düzeyi yeterli olmalıdır. Emzirme döneminde yapılan en büyük yanlışlardan biri zayıflamak adına karbonhidrat tüketiminin tamamen kesilmesidir. Emziren annenin beslenmesinde mutlaka ekmek, pilav, makarna ve meyve gibi karbonhidrat kaynakları yer almalıdır. Beyazlar yerine kaliteli karbonhidrat kaynakları olan tam tahıllı ürünler tercih edilmelidir.
Yemeklerde kullanılacak yağ tüketimine dikkat edilmelidir. Kalori değerini yükselten kızartma ve kavurma türü besinlerden uzak durulmalı. Genellikle besinleri pişirme yöntemi olarak haşlama, fırında ya da ızgara yöntemi kullanılmalıdır.
Arpa mucizesi: Ülkemizde daha çok alkolsüz bira veya malt içecek olarak tercih edilen, arpa ile hazırlanmış yiyeceklerin veya çimlenmiş arpa suyunun anne sütünün verimliliğini ciddi anlamda artırdığı gözlenmiştir. Ülkemiz için yeni bir kavram olsa da, birçok ülkeden uzun zamandır anne sütünü artırmak için kullanılan bir tahıldır.
EMZİRME DÖNEMİNDE UZAK DURULMASI GEREKEN BESİNLER
Anne sütünün içeriği sigara, alkol ve kafein tüketiminden, soluduğu kirli havadan etkilenmektedir. Sigara tüketen annelerin sütlerinin C vitamini içeriğinin azaldığı ve dolayısı ile bebeğin bağışıklık sisteminin bundan olumsuz etkilendiği kanıtlanmıştır. Ayrıca sigaradaki nikotin, annede süt salgılanmasını baskılamaktadır.
Çay ve kahveyi günde 2 kez tüketebilir emziren kadınlar. Fazla içilen çay, kahve ve asitli içeceklerdeki kafein süte geçerek bebeğin sağlığını olumsuz yönde etkiler. Demir emilimini engellediği düşünülerek, yemek sırasında ve yemekten hemen sonra çay, kahve alınmamalıdır.
Soğan, sarımsak, karnabahar, lahana, kuru baklagiller, brokoli gibi besinler gaz yapıcı özellikleri ve anne sütünün tadını değiştirebilme özelikleri nedeni ile dikkatli tüketilmelidir. Bu tarz besinleri tükettikten sonra bebekte gaz şikayetlerine ve emmeyi reddetme durumuna bakarak bu besinleri tüketmeye devam edebilir ya da kesilebilirsiniz.
Salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi (dayanıklılığını arttırmak amacı ile eklenen) içeren besinlerden mümkün olduğu kadar uzak durulmalıdır.
Baharatlara dikkat edilmelidir. Uygun koşullarda saklanmayan baharatlar, açıkta satılan baharatların alınması ve kullanılması toksik maddelerin alım riskini artırır. Bu maddeler hem annenin hem de bebeğin başta karaciğeri olmak üzere bazı organlarında harabiyete neden olurlar.
Afla toksin adı verilen küflü tahıllarda, kuru baklagillerde, uygun koşullarda saklanmamış baharatlarda bulunan hepatokarsinojenik maddelerin anne sütü ile bebeğe geçişi söz konusudur. Bunun için açıkta satılan baharatlar alınmamalı, paketli olan güvenilir marklar tercih edilmelidir. Üzerinde küf üremiş ya da saklama koşullarının uygun olmadığı bilinen kuru baklagiller ve tahıllar kullanılmamalıdır.
Bu dönemde güvenilir besin tüketmek çok önemlidir. Bu yüzden bilindik yer ve markalardan alışveriş yapılmalıdır.