Paylaş
Down sendromu, doğum öncesi dönemde gerçekleşen kromozomal bir anomalidir. İsim babası İngiliz hekim, John Landon Down’dır ve ilk kez 1866’da bu sendromu mental retardasyonun (zeka geriliği) özel bir türü olarak tanımlamıştır.
Bebekler, 23 kromozom anneden ve 23 kromozom babadan alacak şekilde toplam 46 kromozoma sahip olmaktadır. Down sendromlu bebeklerde ise 21. kromozomun 2 yerine 3 adet olması bebekte toplam 47 kromozom olmasına yol açar ve anomali oluşturur. Fiziksel özellikleri genellikle ayırt edicidir. Çekik gözler, kalın ense, basık burun, büyük dil, kısa parmaklar ve avuç içi çizgisinin tek olması bu özelliklerdendir. Genellikle akranlarına göre daha kısa ve metabolik özellikleri nedeniyle de daha kilolu olabilmektedirler.
Gelişimin ilkelerinden olan ‘gelişimde bireysel farklılıklar vardır’ ilkesi bu çocuklar için de geçerliliğini korumaktadır. Bu çocuklar da diğer akranları gibi farklı yeteneklere, farklı mizaca ve farklı zeka puanına sahip olabilmektedirler. Erken tanı ve özel eğitim desteği ile birçok başarıya imza etmiş Down sendromlu bireylere her geçen gün daha sık rastlanmaktadır. Down sendromlu bireylerin eğitimi, desteklenmesi ve toplum tarafından kabullenilmesi yapılan farkındalık çalışmaları ile kolaylaştırılabilir. Bu doğrultuda Birleşmiş Milletler, 10 Kasım 2011 tarihinde verdiği karar ile 21 Mart tarihini resmi Dünya Down Sendromu Günü olarak belirlemiştir.
Tarihin 21 Mart olmasının nedeni, Down sendromlu bireylerin 21. Kromozomlarının 3 adet olmasıdır. Her yıl üçüncü ayın 21’inde Down sendromlular için çeşitli farkındalık çalışmaları yapılmakta ve bu bireyleri hayata kazandırmak için önemli adımlar atılmaktadır.
Paylaş