Paylaş
Özel okulların, karmaşayı yönetme biçimlerinde su yüzüne çıkan farklarının oldukça değişken olduğunu görmekteyiz. Kimi okulların 7- 8 varan online ders sistemi ve üzerine üç saat daha evde soruların verilmesi, kimi okulların makul orandaki ders sistemleri ile birlikte ödev ve projelendirme sistemlerinin tek başına başarıyı yakalayabileceğinden bahsetmek ise oldukça zor.
Birçok özel okulun ilk hedefinin akademik başarı çabası, yeni dönemde yerini, yeni nesil becerilere, hobi, sanat ve spor dalları ile okulun iç içe geçerek yeni hayat rutini oluşturmasına, teknolojinin 7'den 70'e herkesin öğrenmesi gereken elzem bir kavram olduğunun bilincine, insan ilişkilerinin yeniden düzenlenerek okul-aile iletişim hattının ayrı bir başlık altında ele alınması gerektiğine ve en önemlisi, yıllardır olması gereken aktif ebeveyn katılımının önemine bıraktı.
Ekonomi ve üretim ağırlıklı olarak iş dünyasının, değişkenlik, muğlaklık, belirsizlik ve karmaşıklık kelimelerinin baş harflerinden oluşan KOMB (V.U.C.A) kavramı, sektörün bir parçası haline getirilerek, şirketler ve yöneticiler tarafından kriz eylem planı ile zorlu durumlara karşı ön hazırlık niteliği taşımaktadır. Eğitimde VUCA kavramının gerekliliği, önleyici ve kriz durumlarına yönelik bir eylem planı ihtiyacını bir kez daha hissetmekteyiz.
Bu denli karmaşanın yanında ne yazık ki eşitsizlik de beraberinde gelmekte, bu eşitsizliğin olumsuz izlerini gelecek iki sene içerisinde öğrencilerimizde görecek olmak ise üzücü bir biçimde uykularımızı kaçırmakta ve bu alanda uygulamada neler yapılabilir düşüncesi ile paydaşlarla sürekli çalışmalarımız devam etmektedir. Devlet okullarının öğretmen insiyatifindeki online derslerinin verimsizliği, yeni okumaya geçen çocukların okuma ve yazmalarındaki gerilemeler, sınav sürecinde olup en verimli geçmesi gereken zamanlarında online eğitimin yetersizliği ile birlikte öğretmenleri tarafından destek göremeyen binlerce çocuk, yeni döneme öğrenme kayıpları ve disiplin eksiklikleri ile başlamanın verdiği üzücü bir tablo...
Eğitim liderleri, yöneticileri ve öğretmenleri olarak telafi etmemiz gereken kayıp bir zaman var. Özel okul yöneticilerinin yıllardır süren rekabetlerinin bu dönemde iş birliğine dayalı çözümler üretmek adına fikir birliğine giderek öğretmenleri her yönden desteklemeli ve ebeveynlere eğitim içerisinde aktif bir rol alacak şeklide yeni dönemi düzenlemelidir. Geçmişin getirdiği olumsuz ebeveyn okul ve öğretmen ilişkisinin artık yıkılması ve yeni bir ilişki modelinin geliştirilmesi gereken bir devrim sürecinin içindeyiz.
Öğrencisi olan her ebeveyn, çocuğunun eğitim hayatı boyunca okul ve öğretmen ile bir ortaklığa girmiş durumdadır. Bu ortaklığın yegane normu ise iş birliği içerisinde hareket etmektir. Fakat, ağırlıklı olarak bizde olan ve süre gelen durum, ebeveynin çocuğunun eğitim yükünün tamamını okulun ve öğretmenin sırtına yüklemesi ve çocuğun herhangi bir sorunu karşısında sorumluluğu karşı tarafa yükleyerek, suçlama içerisinde girmesidir. Özellikle özel okullarda sıkça rastlanan bu durum, ne yazık ki ebeveyn eğitimlerinin, aile seminer ve atölyelerinin genel hatalarının “çocuk merkezli” olmasından kaynaklanmasıdır.
İster özel ister devlet okulu olsun yapılan işin hesap verilebilirlik ve şeffaflık politikası süreklilik arz ettiği sürece, eğitim kalitesinin veli iş birliğinden ve kutsal bir görev yapan öğretmenlerin kendilerini kuruma ait hissedecek bir politika ile harmanlanması gerektiğini ön görmekteyim.
Ebeveynlerin, eğitimde aktif katılım sağlamaları, öğretmen ile olan pozitif ortaklıkları, çocukların öğrenim başarılarına doğrudan olumlu etki etmektedir. Online eğitimin gerçekleştirildiği günümüz şartlarında, ebeveynlerin çocukları ile ev ödevlerini yapmaları, birlikte rutin oluşturarak organize olmaları hem öz disiplin oluşturma hem akademik ve duygusal gelişime destek hem de aile bağlarındaki güçlenmeleri beraberinde getirecektir.
Paylaş