Paylaş
Başta “Okul” kelimesine atadığımız kavramlar hızla değişirken ardından online olarak evimizde derslerine kulak misafiri olduğumuz öğretmenler ile “öğretmen” kavramına ve okul politikalarına karşı, ebeveynlerin bakış açılarında farklılıklar oluşturdu. Gerek sınıf yönetimi, gerek disiplin, gerek öğrenci-öğretmen ilişkisi, gerekse akademik olarak pek çok şey çocukların derslerine ister istemez uzaktan misafir olan ebeveynler tarafından sorgulanmaya başlandı.
Pandemi dönemi eğitim yöneticilerinin, öğretmenlerin ve okul ders programlarının belki de en çok eleştirilip sorgulandığı zaman oldu. Kısacası artık ülkemizde azınlık bir kesim olsak da aynı dili konuşabileceğimiz, eğitimin her aşamasındaki kalitesinden bahsedebilir düzeye gelebilen ebeveynler ile karşılaşmaktayız.
Peki, ebeveynler okullardan ne istiyor, okullar ebeveynlerden ne bekliyor?
Bu sorunun cevabını sorgulayan eğitim koordinatörleri, bir okulun en az 2 senesini kurtaracak stratejilerini oluşturabilenlerden olacaktır. Bu sorunun önemi, altında yatan onlarca detayda gizli olmakla birlikte, bu detay ise sorunun geçmiş ve şuan arasında bir köprü oluşturarak gelecek adına cevap aramasıdır. Her okul; dönem başında okul eylem stratejik planını oluşturur, gerek veliler yönünden gerekse öğrenci ve öğretmen yönünden yaşanabilecek sorunlara karşı belirli davranış kalıpları geliştirmiş, adaleti, eşitliği ve hoşgörüyü temel alan kapsayıcı bir felsefe ile hareket eder.
Pandemi ile bazı kurumlar maddi kaygılar içerisinde boğuşurken bazıları ise akademik kaygı ile öğretmen ve velileri 2. planda tutarak günde 8 saate yaklaşan ve çoğu zaman da aşan online derslere sarıldı. Ne yazık ki ay sonunu düşünen öğretmenler yeteri motivasyonu sağlayamazken, performans ve verimlilik açısından gerileme yaşadı. Pandemi yokmuşçasına okulda olduğu gibi günde 6-8 saatini online derse ayıran kurumlarda çocukların sosyal, duygusal ve bilişsel sorunlarına eğilemeden öğrenme kayıplarının ve oluşan yeni nesil sorunların sorumluluklarından uzak kaldılar. Belki unutulan belki de 2. planda tutulan veliler ise bu sürece birebir tanık oldular. Süreç tüm dünya için zor ve belirsiz geçerken, okul tarafından dönem başından yapılandırılmayan veli iletişimi, iş birliği ve dayanışma planlamaları gözle görülür oranda eşitsiz ve çoğunlukla verimsiz bir hal aldı.
Veliler ne istiyor sorusuna gelecek olursak, bu maddelerle madalyonun diğer yüzüne bakalım:
Veliler bu sorulara çözüm ararken, ne yazık ki çözümden değil sorulardan bile uzak kalmak isteyen okul yönetici ve öğretmenleriyle de karşılaşabiliyorlar. Geleceğin eğitim dünyasına bir hazırlık olarak kabul edeceğimiz bu pandemi sürecinde, okulların politikalarına yeniden bakmaları ve nitelikli öğretmen gelişim akademileri ile birlikte her çocuğa özel yaklaşımlarla süreci yeniden yapılandırmaları gerektiği bir kez daha ortaya çıkarak, gerçekleri görmemizi sağlamıştır.
Paylaş