Paylaş
Zeka kavramı ile ilgili birçok tanım yıllardır yapılmakta ve bizler de bu tanımların birisini alıp, felsefemizi bu yolda kurgulayarak süreci başlatmak, çocuklarımızın gelişimlerini desteklemek için kullanmak zorundayız. Zekanın bize göre tanımı ise, öğrencilerin hayatın içinde karşılaşacakları, (Ev, okul, sosyal hayat veya iş ortamında) sorunlara yönelik olumlu yönde empati temelli yararlı sonuçlar doğuran eylemleri gerçekleştirmeleridir. Bunun için ihtiyaçları olan en temel olgu ise zekalarıdır.
Tek bir zeka alanın ölçülmesinden kaynaklı yaşanan zorluklarla hepimiz yılladır mücadele etmekteyiz. Bunun yerine aşağıda bahsi geçen alanların, bütün insanlarda bulunduğunu göz önüne alarak mümkün olduğunca daha fazla zeka alanının kullanılmasını destekleyerek, farklı çözüm yolları üretmemiz gerekmektedir. Bu durum, geleceğin meslekleri açısından yeni yüzyılda çok önemli bir rol oynamaktadır.
Gardner çoklu zeka kuramını; Mantıksal/matematiksel, dilsel, müzikal, mekansal, bedensel/kinestetik, doğalcı, kişiler arası, intrapersonel (içsel) olarak 8 farklı türde tanımlar. Ayrıca, manevi zeka, varoluşçu zeka, ahlaki zeka gibi türleri aday zeka olarak belirtir. Bir kısım, varoluşsal zekayı 9. zeka türü olarak da değerlendirmektedir.
Fakat bir yanılgı, zeka türlerinin öğrenme stilleri ile aynı anlamda düşünülmesidir. Öğrenme stili bir kimsenin verilen göreve yaklaşım tarzını betimler. Bahsedilen zeka türleri hepimizde farklı yetenek düzeylerinde bulunmaktadır.
Okullarda ve ev ortamında Blended Learning modeline, çoklu zeka kuramı nasıl destek olabilir?
Bu yöntem ile bilgiyi sunmanın farklı kategorilerinde olanak sağladığını söyleyebiliriz. Her çocuğun öğrenebileceği öğretim yaklaşımlarının yanı sıra, öğrenciyi tanımlamada bugün daha fazla bilgiye ve içeriğe sahibiz. Öğrencilerin merak ve ilgi alanlarını keşfetmelerine yardımcı olmak ve evdeki gelişimini desteklemek adına, çocuğunuza okul rehber öğretmenlerince uygulanan envanter sonucunu detaylı bir rapor şeklinde isteyebilir ve sizi bilgilendirmesini talep edebilirsiniz.
Günümüzde klasik öğretim modelinden hızla uzaklaştığımızı, çevrim içi ve bireysel öğrenimin önem kazandığını göz önünde bulundurduğumuzda, çoklu zeka kuramından yararlanılarak Blended Learning modeline entegre etmemizin kaçınılmaz olduğu kanaatindeyim. Bu sayede tek bir uyarandan bilgi sahibi olmak yerine çoklu uyaranlar içeren ve farklı zeka alanlarını harekete geçiren öğrencilerin, öğretilen derslerden ziyade öğrenimin çeşitli materyallerdeki özgünlüğü ve kişiselleşmeye doğru bir yönelme olduğunu görmesi, “Artık anlaşılıyorum” kanaatine varması açısından önem arz ederek çoklu zeka modelini daha işlevsel kılacaktır.
Çocuklar bu zeka türlerinin bazılarında güçlü veya zayıf yönlere sahip olmakla birlikte hepsinden bir parçaya sahiptir. Çocuklara öğretim yapılırken veya harmanlanmış öğrenme metodu uygulanırken güçlü yanların desteklenmesi ile birlikte, zayıf yanların bu destek ile güçlendirilmesi adeta klasik öğretim modeline bir başkaldırıdır.
“Öğretim tekniklerindeki asıl amaç: her yeni modelin çocuklar üzerinde denenmesi değil, onların ihtiyaçlarına uygun, özgün hedefler belirlenerek öğretim zenginliği yaratmaktır.”
Ebeveynler ve eğitimciler olarak çocuklarınızdaki davranış değişikliğini, geçen haftaki yazımda bir metafor olarak oluşturduğum “Bumerang fırlatma” tekniği ile de gözlemleyebilirsiniz. Bu teknik, yıllardır felsefe çalışmalarımda kullandığım bir gözlem tekniğidir. Yakın zamanda farklı disiplinlerde aynı mantık ile bumerang etkisi olarak tasvir edildiğine tanık olmak, yeni yaklaşımlara ne kadar açık olduğumuzu da göstermektedir.
Paylaş